24 Haziran 2018 Pazar

Harmonia (Harmony)


Görüntünün olası içeriği: bir veya daha fazla kişi

ARES, Eski Yunan mitolojisinde Savaş Tanrısı, Romalılarca Mars diye anılır. Zeus ile Hera’nın oğludur. Bir söylenceye göre de Tanrıça Hera, Athena’yı kıskanarak, Zeus’un yardımı olmadan bir çocuk doğurmak istemiş, yeryüzüne bir çiçekten gebe kalarak Ares’i doğurmuştur. Yunanlıların pek sevmedikleri bu savaş tanrısı,Homeros’un destanlarında insanların baş belası, kaleler yıkan, olumsuz, kötü bir varlık olarak işlenmiştir.



Zeus da Ares’den pek hoşlanmaz. Savaş simgesi olmaktan öteye gidemeyen Ares, akılcı Athena ile çekişme halindedir. Kendisine tapılan bir kent bulmak zordur. Yunanlılar onun anayurdunun zalim ve sert insanların ülkesi Trakya olduğunu söylerler. Ares değerli armağanlarla güzellik ve aşk tanrıçası Aphrodite’nin kalbini kazanır. Her şeyin çoğalmasına hizmet eden tanrıça ile yıkıcı tanrı Ares’in sevişmeleri doğaya uygundur. Çünkü doğada yaratıcılıkla yıkıcılık bir aradadır. Ares ile Aphrodite geceleri buluşurlar. Bir sabah Güneş, Ares ve Aphrodite’yi yakalar ve eşi Hephaistos’a haber verir. Demirci Tanrı



Hephaistos öç almak için hafif ancak kuvvetli bir file yapar, ikisi bir arada yakalar, bütün tanrılara gösterir. Hiddeti geçip çiftlerin bağlarını çözünce Aphrodite,Kıbrıs Adası’na çekilir.Ares ise uyuyup Güneş’in gelişini haber vermeyen arkadaşı Alektryon’u horoza çevirir.Bundan sonra horozlar Güneş’in doğuşunu insanlara haber vermeye mahkum edilirler.Ares de Trakya’ya çekilir.

Bu birleşmeden Phobos(bozgun), Deimos(korku) ve Harmonia (uyum) doğar.Kızlarından Enyo ve Eris (kavga)de çok zaman yanında bulunurlar.


Harmonia, Aphrodite ile Ares‘in kızı, Kadmos’on karısı. Kocası ile birlikte bir yılana dönüştürüldüler.

Harmonia, Yunan mitolojisindeki çift soylu karakterlerden birisidir. İlk efsanede Afrodit ve Ares'in, ikincisindeyse Zeus ve Elektra'nın kızı olarak gösterilir, yani ilk efsanede Thebai krallığından, ikincisinde ise Dardanos soyundan gelmektedir. Ama her ikisinde de değişmeyen şey, Kadmos'un eşi olmasıdır.

Europa bir boğa tarafından kaçırılınca, babası ağabeylerini kızının izinden yollamış, onu bulmadan geri dönmemelerini söylemişti. Kardeşlerin içinde en akıllısı Kadmos, oraya buraya koşacağına, doğru Delphoi’ye gitti. Apollon’a Europa’nın nerede olduğunu sordu. Apollon bu konuyu artık unutması gerektiğini söyledi ona, babasının evine dönmeyip kendi adına bir şehir kurmasını öğütledi. Deîphoi’den ayrılırken bir buzağı çıkacaktı karşısına; onun ardından giderek hayvanın dinlenmek için durduğu yerde bir şehir kurmalıydı.

İşte Thebai böyle kuruldu: buzağı ülkesi anlamına gelen Boîotia adını aldı. önceleri büyük güçlüklere göğüs gerdi Kadmos. Pınar başında bekleyerek geleni geceni parçalayan bir ejderi öldürdüğü sırada Athena görünüp, ejderin dişlerini toprağa ekmesini söyledi delikanlıya. Kadmos tanrıçanın söylediğini yaptı: topraktan silahlı adamların çıktığını görünce de şaşırdı kaldı. Silahlılar onu bırakıp birbirlerine girdiler. Kadmos’a yardam etmeyi kabul eden beş kişinin dışında, herkes birbirini öldürdü.

Bu beş kişinin yardımıyla Thebai’yi zengin bîr şehir haline getirdi Kadmos başarıyla egemenliğini sürdürdü. Herodotos. Yunanistan’a alfabeyi getirenin o olduğunu söyler. Kadrmos’un karısı Harmonia, Ares’le Aphrodite’nin kızıydı. Düğünlerine bütün tanrılar gelmişlerdi.

Thebai efsanesinde bu güzeller güzeli kıza verilen üstün hediyelerden bahsedilir; birisi Kharitlerin dokuduğu elbise, ötekisi ise zarif bir kolyedir. Yasak bir aşkın meyvesi olan Harmonia ile (kendisi, ebeveynlerinden dolayı Athena ve Hephaistos'un kinlerine hedef olacaktır) kimsenin paylaşamadığı bu armağanlarının Thebai şehrine felaket getirdiği söylenir. Ayrıca, Kadmos'tan doğan beş çocuğunun da kaderleri özeldir.

Bu arada Aphrodite, Hephaistos’un usta ellerinden çıkma bir gerdanlık armağan etmişti kızma. Bu kutsal gerdanlık, sonraları, çeşitli uğursuzluklara yol açacaktı.

Thebai efsanesinde Kadmos ile Harmonia' nın düğünü üstünde durulur: Zeus Harmonia'yi kendi eliyle verir Kadmos'a ve Thebai kalesinde düğününü yapar. Bütün tanrıların hazır bulundukları bu düğünde geline olağanüstü armağanlar verilir; biri Kharit'lerin dokuyup işledikleri bir elbisedir, bunu Harmonia'ya Athena (ya da Aphrodite) vermiş derler, öbürü ünlü bir gerdanlıktır. Bu armağanlar Thebai şehrinin başına bela olmuş, şehre karşı iki saldırıya yol açmıştır (Ehphyle, Amphiaraos, Alkmaion). Efsaneye göre uğursuzluğun nedeni, Athena ile Hephaistos'un Harmonia'ya karşı, Ares'le Aphrodite'nin kızı olduğundan ötürü, hınç beslemeleridir. Thebai kral soyunun kaynağında bulunan Kadmos'la Harmonia'nın beş çocuğu olur, hepsinin de kaderi olağanüstüdür, bunlar İno, Semele, Agaue, Autonoe ve Oidipus soyunun atası Polydoros'tur (İno, Semele, Agaue, Aktaion, Labdakos).

Dardanos'la lasion'un kız kardeşi olarak gösterilen Harmonia Semendirek efsanelerinde rol oynar. Kadmos ona Zeus'un kaçırdığı kız kardeşi Europe'yi ararken Semendirek adasında rastlamış ve sevmiştir. Düğünü de gene aynı görkemle Semendirek'te yapılmıştır.

Bu arada, Kadmosun eşi olan Harmonia'dan başka, bir de Kharitlerin arasında bulunan, uyum ve dengeyi temsil eden Harmonia vardır ki; bu ikisi, sıkça karıştırılır.

Kndmos’la Harmonia’nın dört kızları, bir de oğulları oldu. Çocuklarının başına gelenlerden anlaşıldı ki tanrıların sevgisine pek güvenmemek gerekiyormuş. Kızlardan biri, Dionysos’un annesi Semele, Zeus yüzünden can verdi. İkinci kızları Ino ise altın postlu koçun sırtına binerek ölümden kurtulan Phriksos’un üvey annesiydi. Kocası delirip de oğulları Melikertes’i öldürünce, oğlunun ölüsünü kollarına alarak denize atlamıştı Ino. Yine de tanrılar bu ana-oğula acıdılar.

Ino bir deniz tanrıçası oldu, oğlu da bir deniz tanrısı. Salı parçalandığı zaman Odysseus’u kurtaran deniz tanrıçası bu Ino’ydu işte. Sonraları Leukothea adıyla anıldı; oğluna da Palaimon denildi. Ino da. kardeşi Semele gibi sonunda rahata kavuştu; ama öteki kızkardeşler, oğullarından öyle çektiler ki… Agaue, Dionysos tarafından çıldırtıldıktan sonra, oğlu Pentheus’u aslan sanarak kendi elleriyle öldürdü. Autonoe’nin oğlu Aktaion ünlü bir avcıydı. Autonoe, oğlunu kendi öldürmedi; ama onun genç yaşta korkunç bir haksızlığa uğrayıp can verişini gördü.

Aktaion, bir gün ormanda avlanırken susamış, susuzluğunu gidermek için de korudaki dereye doğru yürümüştü. O derenin Artemis’in en sevdiği dere olduğunu, tanrıçanın hep orada yıkandığını nereden bilsin? îşte o sırada Artemis, üstündeki elbiseleri çıkarmış, suyun kıyısında bütün güzelliğiyle çırılçıplak duruyordu, öfkesinden, delikanlının suçlu olup olmadığını düşünmedi bile. Islak elini bir sallayışta Aktaion’u geyik yaptı. Yalnız dışı değil, içi de geyik oldu Aktaion’un. Zavallı delikanlı, korku nedir bilmezken, korkmaya, kaçmaya başladı. Onun kaçtığını gören köpekleri ardına düştüler. Ne kadar koştuysa arayı açamadı. Aktaion, kendisini çok seven köpekleri tarafından parçalandı.

Gençliklerini mutluluk içinde geçiren Kadmos’la Harmonia, ihtiyarlıklarında çocuklarıyla torunları için büyük üzüntü çektiler. Pentheus’un ölümünden sonra ayrıldılar Thebaiden, uğursuzluktan kurtulacaklarını sandılar. Ama uğursuzluk arkalarını bırakmadı. İllyria’ya vardıkları zaman tanrılar, yılan haline getirdi onları. Bir kötülük yapmamışlardı, ama yaşın yanında kuru da yanıyordu işte.

Bu talihsiz ailede en küçük bir günah bile işlemeyen tek kimse, Oidipus’du. En büyük acıyı çeken de o oldu.


Derlemedir.




İlgili Yayınlar

Roberto Calasso, "Kadmos ile Harmonia'nın Düğünü" (The Marriage of Cadmus and Harmony), Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2005.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

KARAKEÇİLİ YÖRÜK AŞİRETİNİN TARİHİ

Bir milletin kültürü,geçmişinden süzülüp gelen maddi ve manevi değerlerin bütününden meydana gelir. Büyük Türk milletinin tarihi dünya tari...