10 Temmuz 2018 Salı

Eski Türkler'de saç bir kimlikti.






 Türkler uzun saçlarıyla o kadar bütünleşmiş ve ün yapmışlardı ki Türk dendiğinde uzun saçlı insanlar akla gelirdi.
Selçuklular döneminden başlayarak geriye gidildiğinde Türklerin saçlarına ne kadar önem verdikleri daha da iyi anlaşılıyor. Mesela Çağrı Beyin kumandasında 1015 yılında Doğu Anadolu'dan gelen Selçuklu akıncılarıyla ilk kez karşılaşan Van Gölü civarındaki Ermeniler, Türk savaşçılarını sanki Brewehard filmindeki gibi tarif ediyordu: "Herşeyden evvel Türkmenlerin rüzgar gibi atlar üstünde bambaşka kıyafetleri, kadınlarinkine benzer uzun saçları, mızrakları ve yaylarıyla görünüşleri, böyle bir manzara ile ilk defa karşılaşan insanları telaşa düşürmüştü."

"Oğuzlar üzerine yaptığı araştırmalarla tanınanan rahmetli Prof. Dr. Faruk Sümer, araştırmasında Oğuz Türklerinin de saçlarının uzun olduğunu ve kesmediklerini kaydediyor. Hükümdarlar genelde saçlarını serbest bırakırken, savaşçılar ve diğer erkekler belik örerlerdi. Oğuz erkekleri, saçlarının örgüleri çok olmasıyla tanınırmış. Peçeneklerin de saçları örülüymüş. 9. Asırda yaşayan Horasan Türkleri'nin de saçları uzundu. Harzemşahlar'ın da saçları uzundu fakat hacca giderken kısaltıyorlardı. Uygur metinlerinde de alplerin saçları aslan yelelerine benzetiliyor. Uygur hükümdarı ise saçlarını topuz şeklinde toplamakta ve topuzun üstünde, beş sınıf halkı temsil eden, beş dilimli taç giymekteydi.

Rus kaynaklarında da, 'sarışın' olmalarıyla tanınan Kuman Türk erkeklerinin saçlarının uzun olduğu ve örgü yaptıkları bildiriliyor. Hatta Kuman erkekleri, saçlarına üç model veriyormuş. Birinci model: Yan yana üç saç örgüsü; üç eşit uzunlukta ve kalınlıkta. İkinci model: Şakağın iki tarafından ve ensenin ortasından bir tutam olarak örülüyor ve üç örgü aşağıda birleşiyor. Üçüncü model: Bir tek uzun saç. Saçlarının bakımlı ve taranmış olmasıyla ün yapan Kuman erkekleri en çok birinci ve üçüncü modelleri tercih ediyordu. Uygurlar'da saçlar omuzları örten kalın örgüler halinde örülmüş dağınık haldeydi. Bazan da iki düğüm atılır ve kulakların önünden ve şakaklardan aşağı sarkıtılırdı. Fakat Uygur erkeklerinin favorisi arkaya doğru taranmış ve ortadan ikiye ayrılmış modellerdi.

Hun erkekleri ise diğerlerine göre daha hızlıydı. Ortaya çıkardıkları bir model o dönemde moda akımı haline gelmişti. Bizans tarihçisi Prokopios Avrupa Hunları'nı anlatan yazısında Hun Tarzı olarak adlandırılan bu modeli "Saçlarını ön taraftan geriye şakaklara kadar keser ve arka kısımlarını uzatırlardı" şeklinde tarif ediyor. Avarlar ve Bulgarlarda da bu tip yaygınmış. Çin yıllıkları ise, Asya Hunlarının da saçlarının uzun olduğunu fakat tepeden ördüklerini yazıyor.
Tanınmış sinolog O. Franke, saç örgüsünün yalnız Türklere mahsus olduğunu söylüyor. Güney Rusya bozkırında bulunan Türk kavimlere ait taş heykellerin ekserisinde başın arka tarafından aşağı doğru sarkmış üç saç örgüsü bunu doğruluyor. Fakat Göktürkler saçlarını örgü yapmayıp genelde serbest bırakırlardı. Ön taraf kirpiklere kadar uzatılır. Uzun saçlarını sol taraftan sırta atarlardı. Göktürk erkekleri de diğerleri gibi görünüşüne çok büyük önem veriyordu. Aynanın her erkeğe gerekli olduğu düşünülür ve aynanın tabiatüstü bir güce sahip olduğu varsayılırdı. Bir askerin ölümünden sonra da ayna, sahibinin yanında kalmalıydı. Arkeolojik kazılarda birçok mezarda diğer bazı eşyalarla birlikte, üzerinde sahiplerinin özel işaretlerini taşıyan ya da Göktürk alfabesiyle adının kazındığı aynalar çıkıyor. Manas Destanı'nda Yakup Han'ın karısından şikayet ederken saçını taramamasından söz etmesi ise Türklerin saçlarına verdikleri önemin bir başka göstergesi.

Prof.Dr.Nejat Diyarbekirli (1977:45) Hun Türklerinin göçlerini anlatırken Hun süvarilerinin omuzlarına kadar dökülmüş uzun saçlarından bahsetmektedir.

Eski Türklerde erkekler de kadınlar gibi saçlarını uzatır, tek veya çift örgüyle örerlerdi. Göktürk ve Uygurlara ait eşyalarda, heykellerde, minyatürlerde bu saç tipi görülmektedir.Örgülü saç tipi Selçuklu erkeklerince de Anadolu’da sürdürülmüştür.Erkeklerin örgülü saçlarına “yülidi”, kadınlarınkine ise”örgüç” denilmiştir.Kadınlar erkeklerden farklı olarak başlarını keçi kılından ek takma zülüf ile kabartırlardı. Uzun saç modası Selçuklulardan diğer ülkelere yayılmıştır. (Özel,1992:19)

Yine yabancı yazarların eserlerinde de Türk erkeklerinin saç biçimleri hakkında bilgiler de verilmiştir. Ligeti (1986:11) kızların saçlarını örgü yapıp sarkıttıklarını, erkeklerin ise yine böyle örgü halinde olduğunu söylemektedir.

Divan-ı Lügat-it Türk’te saçla ilgili şu ifadeler geçmektedir. “ol saçın taradı”= “o saçını taradı” (Atalay,1992:145), “er saçın yülütti”= “adam saçını traş ettirdi”( Atalay,1992:336).

Buradan kişinin saçını başkasına tıraş ettirdiği anlaşılmaktadır. O dönemlerde berberlik mesleği bugünkü gibi bir meslek olmadığından traş yapanlar bir başka işle meşguldü ve kişinin el becerisi olduğu için ikinci bir iş olarak berberlik yapmaktaydı. Yani o dönemlerde berberlik bir meslek olmadığı için bir isim verilmediği söylenebilir(Aksu,1996:9).

Kaşgarlı’nın eserinde de Türklerin değişik saç modelleri kullandıkları görülmektedir. “Erkeğin arkaya doğru salıverdiği saç”(Atalay,1992:449), “art saç”=”arka saç” (Atalay,1992:42), “ıdhınçu saç”= “erkeğin sonradan bırakılan saçı” (Atalay,1992:133-134), bu ifadelerden erkeklerin saçlarının uzun olduğu anlaşılmaktadır. Bir başka ifade de ise “tok er”= “başında saç olmayan kimse anlamına gelmektedir” (Atalay,1992:332). Bu ifadeden de aynı zamanda Türklerin kısa saç hatta kazınmış saçlarda kullandıklarını öğrenmekteyiz.

Kaynaklarda belirtildiği gibi Türkler çeşitli saç modellerini kullanmışlardır. Bunun nedeni ise Türklerin çok geniş bir coğrafyaya yayılmış olmaları ve değişik kültürlerden etkilenmiş olmalarıdır. Eski Türklerin saç stilleri için kısaca şöyle denilebilir. Batı Türklerinin yani Oğuzların ve Peçeneklerin saçları genellikle uzun, doğuya doğru gidildikçe bu değişmektedir.Proto-Moğol kavimlerinin inanışlarına göre, onların ataları “dazlak kafalı” kimselerdi. Bu inanış Proto-Moğollara kadar yayılıyordu. Bundan dolayı Moğollar ile onların tesiri altında kalmış olan Doğu Türkleri, bu inanışa uyarak saçlarını kesmişlerdir. Başın etrafı derin olarak traş edildikten sonra, tepede bırakılan tek örgü Kuzeydoğu Asya ile Mançu kavimlerine ait bir saç şekli idi. Bu saç şeklinin bu kavimlerden geçmesi muhtemeldir(Ögel,1978:273-274).

Selçuklu zamanında erkeklerde uzun saç adeti devam etmektedir. Selçuklu zamanında erkeklerde iki tip saç mevcuttu. Erkekler, ya saçlarını omuzlarına salıveriyorlardı yada başlarını kazıtıp sadece bir perçem bırakıyorlardı. Erkeklerin bıyıklı olduklarından ancak sakaldan bahsedilmemektedir (Köymen,1971:51-90).

Türk erkeklerindeki uzun saç, Selçuklulardan sonra artık görülmemektedir. Erkeklerin saçlarını kesip, sakal bırakmalarında İslamiyet'in büyük etkisi olduğu düşünülmektedir. Bu konuda bir Fransız seyyah şöyle demektedir:

Türkler saçlarını tıraş ederler.Frenklerin saçlarını uzatmalarına şaşırırlar. İtikatlarınca uzun saç içinde şeytan yuva yaparmış. Buna karşılık Türkler sakallarını ve bıyıklarını koyuverirler. Yalnız münevverleri ve saraya mensup bulunanları traş olur(Thevenot, 1954.3312-3317).




Eski Türklerin saçı genellikle uzun ve örgülü idi.Uzun saç bazen de serbest bırakılmıştı. Doğuya doğru gidildikçe ise Çin ve Moğol etkisi altında kalan Türklerin saçlarını çok kısa kestikleri veya kazıttıkları görülmektedir.Başka bir model ise Kuzeydoğu Asya ile Mançu kavimlerine ait olan, başın etrafı kazındıktan sonra tepe bırakılan tek örgülü saç modeli idi.Türklerin bu farklı saç modellerini kullanmalarının nedeni ise çok geniş bir coğrafyaya yayılmış olmaları ve değişik kültürlerden etkilenmeleridir( Ögel, 1978:273-274).

Türklerde saç renklerinin de önemli bir yeri vardı. Siyah saç Türklerin başta gelen bir özelliğiydi. Oğuz Kaan Destanı’nın başında da “saçları kaşları kara irdiler irdi” ifadesi geçmektedir(Ögel,1978:277).Türklerde siyah saç yanında “orsal saç” yani kızıla bakan kumral saç da bulunuyordu(Atalay,1992:105).

Osmanlı döneminde erkek saçlarının kısaldığı görülür. Bu dönemde görülen modeller, Cumhuriyetin ilanından yakın geçmişe kadar kullanılmıştır.





abdal koyunde uzun saclı turk mezarları ile ilgili görsel sonucu


Derlemedir ..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

KARAKEÇİLİ YÖRÜK AŞİRETİNİN TARİHİ

Bir milletin kültürü,geçmişinden süzülüp gelen maddi ve manevi değerlerin bütününden meydana gelir. Büyük Türk milletinin tarihi dünya tari...