13 Kasım 2017 Pazartesi

Monomakhos Tacı tüm levhalar


Monomakhos Tacı tüm levhalar

Monomakhos Tacı, Bizans altın mine işi eserler arasında tarihi kesine yakın şekilde bilinen
bir eser olarak özel bir öneme sahiptir. 20. yyın önde gelen araştırmacılarından Nikodim Kondakov
ve Marc Rosenberg Bizans altın mine işi eserleri 4 farklı tarihsel döneme ayırarak bu eseri Abstract
Linear olarak adlandırdıkları 3. Döneme ait görmeyi uygun görmüşlerdir. Ayrıca Aynı araştırmacılar, Monomakhos Tacını oluşturan figürlü levhaları bu dönemin kriterlerini belirlemede anahtar eser olarak kullanmışlardır.
11. yy. Bizans altın mine işi eserler açısından önemli bir dönem olmuştur. 10. yy.da
başlayan figürlerin yüzlerinin (özellikle kirpik, bıyık gibi) detaylarının belirtilmesi eğilimi 11.
yy.da kendini daha kuvvetle hissettirir. Bu dönemde ortaya konulan eserlerde yer alan tarihi
kişiliklerin portrelerini içeren figürlü levhalar bize zengin bir kronoloji sunar. Monomakhos
Tacının yanı sıra bu dönemde karşımıza çıkan en önemli eserler arasında küçük altın mine işi
figürleri ile VII. Mikhail Ducas dönemine tarihlenen taç (Macar Kraliyet tacının Crown Greeca
denilen alt kısmı); Eşi İmparatoriçe Maria’nın tasvir edildiği Khakuli İkonu; Aleksios
Komnenos’un karısı İmparatoriçe Eirene’nin tam boy portresinin de bulunduğu Venedik San
Marko kilisesi mihrabında bulunan Pala d’oro sayılabilir.
Gonosova’nın makalesinde, Monokmakhos ve Macar Kraliyet taçlarına, Dumbarton
Oaks’da bulunan 12,1–11,2 cm.lik altın mine işi bir levhanın karşılaştırılması amacıyla yer
verilmiştir. Yazar, İoannes Chrysosthomos olarak tanımlanan levhadaki figürün yüz detaylarının
(sakal, bıyık, ağız, göz, kirpik) işlenişini, Monomakhos tacında imparatorun levhası ve Macar
Kraliyet tacında Macar Kralı Geza ve hekim azizlerin sakallı portreleriyle karşılaştırılarak ortak
noktalar bulmaya ve eseri aynı yüzyıla tarihlemeye çalışmıştır.
Monomakhos Tacının 7 figürlü levhası üzerinde açılmış olan bağlantı deliklerinin birbiriyle
uyumlu olmaması ve her deliğin boyutlarının kendine özgü olması gibi şaşırtıcı ve cevabı
verilemeyen olgular vardır. Örneğin bu delikler levhaları birbirine bağlamakta kullanılamaz peki o
zaman levhalar birbirine nasıl bağlanıyordu. Monomakhos Tacının Macaristan’a gelişinden 1861-
1870 arasında Slovakya’da ortaya çıkışına kadar olan tarihi karanlıktır. Anılan tarihte aidiyeti
dolayısıyla Macar Ulusal müzesine satılan eserin levhaları bugün bir arada görülse de bağlantı
öğeleri orijinal değildir.
Arap Dünyası araştırmacılarının bu konuda ilginç bir görüşü vardır: Üzeri altın mine işi ile
bezenmiş levhaların birbirine bağlanmasıyla meydana getirilen kemerlerden söz edilir. Hatta
Monokhamos Tacı ile çağdaş görülen yakın tarihte Bulgaristan’da bulunmuş böyle bir eser bugün
Preslav müzesinde bulunmaktadır. Ancak kanaatimizce yuvarlak sayılabilecek bu kemer
halkalarına bakarak Momokmakhos Tacı levhalarının uzun oluşları nedeniyle böyle bir kullanım
için uygun olmadığını düşünüyoruz.
Monomakhos Tacı ile birlikte olduğu söylenen ve üzerinde Aziz Peter ve Aziz Andreas’ın
portrelerinin bulunduğu iki küçük madalyonda, üstündeki yazıya zarar vermiş olmasından,
sonradan açıldığı anlaşılan 4 küçük bağlantı deliği, bu küçük objelerin burada ikinci kez
kullanıldığına işaret eder. Diğer bir farklılık da Taç levhalarının yüzey renkleri ile madalyon
yüzeylerinin renklerinin, az da olsa birbirinden ayrı tonlar içeriyor olmasıdır.
Maguire’in ilginç bir saptaması da üç imparatorluk figürünün bakışları üzerinedir.
“…Çünkü Konstantin(eşinin tarafına değil) soluna bakıyor, Bu yüzden eserin orijinal konumunda
sol tarafta O’nu bulunduğu yere getiren efendisi, Hz. İsa’yı temsil eden bir levha olmalıydı diye
düşünebiliriz. Monomakhos’un sağ tarafında duran Zoe’nin bakışları da solda, eşinin üzerindedir.
Bugün için Monomakhos’un solunda bulunan Theodora’nın bakışları da sağda, Monomakhos’un üzerindedir. Oysa başka bir eserde, Sina’da bulunan bir minyatürde Zoe, Monomakhos’un yine sağ
tarafında bulunmakta ve sağ tarafa, kocasından uzak bir noktaya bakmaktadır ki bu durum Bizans
sanatında bakışların bir mantık dizgesine göre düzenlenmediğine işaret eder…” Maguirenin
saptamasının birinci bölümü bir İsa levhasının varlığını düşündürse de ikinci bölüm düşünceyi
zorunlu olmaktan çıkarır.Yılmaz BÜKTEL

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

KARAKEÇİLİ YÖRÜK AŞİRETİNİN TARİHİ

Bir milletin kültürü,geçmişinden süzülüp gelen maddi ve manevi değerlerin bütününden meydana gelir. Büyük Türk milletinin tarihi dünya tari...