20 Temmuz 2018 Cuma

Theodora – Bizans’a Hükmeden Kadın



Justinianus’un askeri ve siyasi hayatı dışında dönemin en çok konuşulan olayı soylu olmayan bir kadınla olan evliliği idi. O evliliği yaptığı isim ise Bizans’ın en güzel kadını olarak adlandırılan Theodora’ydı.

Bizans İmparatorluğu, Roma İmparatorluğunun, M.S. 395 yılında Doğu ve Batı olmak üzere ikiye bölünmesiyle kurulan ve 1453 yılında Fatih Sultan Mehmed‘in İstanbul’u fethetmesiyle ortadan kalkan imparatorluktur. Aslında Bizans diye bir devlet olmamakla birlikte bu toprakların adı Doğu Roma’dır. Bizans kavramı modern tarihçiler tarafından dönemi tanımlamak için kullanılmıştır.

Bizans İmparatorluğu en parlak dönemini İmparator Justinianus zamanında yaşamış ve onun 565 yılındaki ölümüyle bu dönem kapanmıştır.

Justinianus, I. Justius’un yeğeniydi ve amcasının ölümüyle tahta kendisi geçti. İmparatorluğu boyunca birçok alanda ilerleme kaydeden Justinianus’a -büyük- sıfatı yakıştırılır.

Justianus döneminde Doğu Roma’nın sınırları genişlemiş, birçok zafer kazanılmıştır. Ayrıca adalet alanında yeni düzenlemeler getiren imparator bugünkü medeni kanunun da temellerini atmıştır. Yaptıkları bunlarla da sınırlı olmayan Justinianus, Bizans’ın en büyük eseri sayılan Ayasofya Kilisesi’ni de yaptıran isimdir.
Theodora

500 yılında doğan Theodora’nın doğum yeri tam olarak bilinmemekle birlikte Suriyeli, Rum, hatta Karadenizli olduğunu söyleyen farklı kaynaklar vardır.
İlk Yılları

Babası Acacius, Konstantinopolis’de hipodrom yarışlarındaki Yeşil takıma dahil bir ayı bakıcısı, annesi ise oyuncu ve dansçıydı. Babasının ölümü ardından annesinin de yaşlılık durumu nedeniyle iki kız kardeşiyle birlikte gösterilerde sahne almaya başlayan Theodora, güzelliği ve kıvrak dansları ile herkesin ilgisini çeken bir isim olmuştu.

Bizanslı tarihçi Proskopios’un anlattıklarına göre, Theodora erken yaşta kız kardeşi Komito’yu örnek alarak Konstantinopolis’deki bir genelevde düşük statülü müşterilere sunularak çalışmaya başladı; daha sonra da sahneye çıktı. O dönemlerde aktris olmak hem sahnede uygunsuz gösteriler yapmayı, hem de sahne dışında cinsel hizmet sunmayı içeriyordu.

Teodora tiyatro ve cinsel becerilerinin getirileri ile hayatını kazandı. Prokopios’a göre, Teodora müstehcen “Leda ve Kuğu” portresiyle isim yaptı, adını duyurdu. Bununla birlikte modern feminist kaynaklar onu zekasıyla ünlü olmuş, özel partilerde komedyenlik yapan biri olarak belirtmişlerdir.

Theodora, 16 yaşında Suriyeli Vali Hecebolus’un arkadaşı olarak Kuzey Afrika’ya gitti. Konstantinopolis’e dönmeden yaklaşık 4 sene onunla birlikte kaldı. Hecebolus tarafından kötü muamele görerek terk edildikten sonra, Bizans’a dönüş yolunda bir süreliğine İskenderiye’de kaldı. Burada İskenderiye Patriki III. Timothy ile tanıştığı ve onun hıristiyanlık bilgilerinden etkilendiği söylenir.
Justinianos ve Theodora

Theodora, 522 yılında Konstantinopolis’e dönüşüyle eski yaşam tarzına son verdi ve saraya yakın bir eve yün eğirici olarak yerleşti. Onun güzelliği, zekası, eğlenceli karakteri ve her gittiği yerde dikkatleri üzerine çeken yapısı I. Justinianus’ın dikkatini çekti ve onunla evlenmek istedi.


Ravenna San Vitale Bazilikası’ndaki Justinianus mozaiği.

Fakat Justinianus amcası İmparator I. Justin’in tahtının varisi olduğu ve I. Konstantin’in zamanından kalma Roma yasalarının, devlet yetkililerinin aktrislerle evlenmesini yasaklıyor olmasından dolayı Justinianus, Theodora ile evlenemedi. I. Justin’in eşi İmparatoriçe Euphemia, her ne kadar yeğenini sevse de bu evliliğe karşı çıktı.

Fakat Justinianos Teodora’ya aşırı şekilde düşkündü. 525 yılında İmparatoriçenin ölümünün hemen ardından bu yasak ortadan kaldırıldı ve Justinianus ve Theodora ile evlendi.

Bu sırada çoktan bir kız çocukları olmuştu. 527 yılında I. Justin’in de eşinin ardından ölmesiyle İmparatorluk I. Justinianus’ın hükmüne geçti ve Theodora imparatoriçe oldu.
Kraliyet Yaşamı

Justinianus’un tahtta olduğu dönem Erken Bizans’ın altın çağı sayılır. İmparator ve eşi Theodora’nın tahtta oldukları dönemde geçmiş yıllardaki belirsizliğin yerini güven almış, eski toplumla Hıristiyan toplumunun bir sentezi ortaya çıkmıştır.

Batı’nın yeniden fethi her zaman Justinianus’un hükümdarlığı ile ilişkilendirilecektir ve Bizans İmparatorluğu’nun en üstün, en iyi sembollerinden biri olan Ayasofya’nın yapımı da daima Justinianus ile anılacaktır.


Ravenna San Vitiale Bazilikası’ndaki Theodora mozaiği.

Sanat ve edebiyat ortamı onun döneminde zenginleşir, bugün bile Avrupa ülkesinin hukuk sisteminin temellerini oluşturan Roma hukukunu kendisi hazırlar. İmparatorun -ve hatta imparatoriçenin – kişiliği dönemin tarihçisi Prokopios’un canlı tasvirleri nedeniyle pek çok tartışmaya, pek çok romana ve sinema filmine konu olmuştur.

Justinianus ile olan evliliğinden sonra Theodora da Doğu Roma’nın İmparatoriçesi oldu. Theodora planları ve siyasi stratejilerinde her zaman Justinianus’un yanında olur, devlet konseylerine katılırdı.

Bu nedenle Justinianus Theodora’dan “müzakere ortağım” diye bahsedermiş. Kendi sarayı, kendi özel muhiti ve imparatorluk mührü olan Theodora, 532 yılında çıkan Nika Ayaklanmasında yönetimde ne kadar büyük bir rolü olduğunu göstermiştir.
Nika Ayaklanması

Nika Ayaklanması, Bizans tarihinin en kanlı olaylarından biridir. Roma kültürünün gladyatör eğlencesi gibi bir eğlence olan “at yarışları” Bizans’da binlerce izleyicisi olan ve halkın en keyif aldığı etkinliklerden biriydi.

Maviler ve Yeşiller olarak iki ana gruba ayrılan takımlar, izleyicinin karşısında kazanmak için ölümüne mücadele ederdi. Ayrıca yarışlar politik açıdan da önemliydi. Takımların temsil ettiği taraftar grupları politik açıdan kesin bir biçimde ayrılırdı.


Konstantinopolis’de Bulunan Hipodromun Yeri

Ayaklanma, Ocak 532’de hipodromdaki bir araba yarışında Maviler ve Yeşillerin İmparatora ve devlete karşı birleşip “Nika!, Nika! Nika!!” diye bağırıp alkış tutmasıyla başladı. Kalabalık önce Justinianus’a hakaretler etmeye daha sonra da saraya saldırmaya başladı. 5 gün süren kuşatma dönemi şehre ciddi zararlar verdi.

Kargaşanın sebep olduğu yangın dönemin en önemli yapısı olan Ayasofya’nın da yıkılmasına sebep oldu. İsyancılar, Eski imparator I. Anastasios’un yeğeni Hypatius’u yeni imparator ilan ettiler. Kalabalığı durduramayan Justinianus kaçmak için hazırlıklara başlamıştı.
Kraliyet Moru, En Asil Kefendir

Hükümet meclisi toplantısında, Theodora saraydan kaçma fikrine karşı, sürgünde ya da kaçarak yaşamaktansa hükümdar olarak ölmenin öneminin altını çizmiş ve “kraliyet moru, en asil kefendir”sözünü söylemiştir. Kargaşanın sonunda imparator Justinianus ayaklanan 30.000 kişiyi hipodromda toplayıp katlettirmiştir.


At Yarışlarını anlatan bir rölyef

William Safire’in Lend Me Your Ears (Kulaklarınızı Bana Ödünç Verin) adlı kitabında yazdığı, tarihteki en etkileyici konuşmaları içerisinde yer alan, imparator ve yardımcılarının halen kaçma planları yaptığı sırada, Theodora’nın herkesin sözünü keserek yaptığı konuşma şu şekildedir:

“Efendilerim, içinde bulunduğumuz durum bir kadının erkekler konseyinde konuşma hakkının olmadığı adetine uyamayacağım kadar ciddidir.

Hayatları bu denli tehlikeli bir tehdit içindekiler, gelenekleri bırakıp en akıllıca hareket tarzını düşünmelidirler. Bu dünyada doğan birinin ölmemesi imkansızdır fakat, hüküm süren birinin kaçak yaşaması kesinlikle kabul edilemez. Eğer kendini kurtarmak istiyorsan efendim, önünde hiçbir zorluk yok. Zenginiz, deniz hemen orada, gemilerin de hazır. Ama güvenli bir yere gitsen bile, bir gün kendine sormayacak mısın keşke kalsaydım diye. Bana gelince, ben kraliyet morunun en asil kefen olduğu sözünü savunuyorum.”




Theodora’nın bu kararlı konuşması, Justinianus dahil herkesi ikna etmişti. Sonuç olarak Justinianus, komutan Mundus ve Belisarius önderliğindeki kraliyet askerlerini isyancıları bastırmak için kullandı.

Kendi isteğiyle İmparator ilan edilmemiş olmasına rağmen, Hypatius da Theodora’nın ısrarı üzerine öldürüldü. Justinianus tahtını onun sayesinde kurtarabildi, bu olay Theodora’nın gücünün ve zekasının bir kanıtı oldu.
İlerleyen Yılları

Ayaklanmanın ardından Justinianus ve Theodora Konstantinopolis’i yeniden inşa edip düzenledi ve görkemli bir şehir haline getirdiler. Köprüler, kemerler ve 25’ten fazla kilise inşa ettiler. Ayaklanmada yıkılan Ayasofya ise yeniden inşa edildi ve eskisinden çok daha görkemli bir yapı oldu.

Justinianus, tüm eyaletlere haber göndererek, en güzel mimari parçaların Ayasofya’da kullanılması için toplatılmasını emretmiştir. Aspendos, Efes, Tarsus gibi antik şehir kalıntılarından toplanan sütun ve mermerler aynı zamanda kilisenin hızlı bir şekilde tamamlanmasını sağlamıştır.
Devlet İşleri

Prokopios’a göre, Theodora saray protokollerinde aşırı titiz davranırdı. Senato, eski hükümdarlar zamanında İmparator’un huzuruna geldiği zaman göğsünün sağ yanına elini koyarak selamlar, İmparator da onu başından öperdi. Geri kalanlar da sağ dizlerini yere koyarak eğilirler ve çekilirlerdi ve İmparatoriçe’ye biat edilmezdi.

Ama Justinianus ve Theodora’nın döneminde Patrisyenler bile İmparatoriçe’nin huzuruna çıkabilmek için havasız bir odada uzun bir süre köle gibi bekletilirdi. Bazıları günler sonra çağırıldığında, Theodora’nın huzuruna büyük bir korkuyla çıkar, ardından çabucak ayrılırlardı.
Kalıcı Etkileri

Theodora, Justinianus’un verdiği hukuki ve dini kararlar da etkili oldu. Kadın haklarının geliştirilmesinde büyük rol oynadı. Zorla fahişelik yaptırmayı yasaklayan bir yasa çıkarttı ve hatta bu niyetle satılan kızları satın alıp, özgür bırakarak onlara yeni bir hayat sundu. Genelevleri kapatarak, kadın pazarlamayı yasakladı. Aynı zamanda boşanma ve mülk sahibi olma konularında kadın haklarını geliştirdi, tecavüz için ölüm cezası getirdi.

Justinianus Ortodoks Hıristiyan iken, Theodora Monofizit Hıristiyan olarak kaldı. Aforoz edilip sürgüne gönderilen insanlara yardım etti. Justinianus da ilerleyen hayatında resmi bir hareketi olmasa da Theodora’nın ardından Monofizitizm’e yönelmiştir.

Teodora’nın ölümünden bir yıl önce tamamlanan, İtalya’nın Ravenna kentinde bulunan San Vitale Bazilikası’nda Justinianos ve kendisini temsil eden mozaikler vardır.

Teodora yıkılan Libya’nın Olbia kentini 539 yılında yeniden kurmuştu bu sebeple onun ölümünden sonra şehre Theodorias ismi verilmiştir. Günümüzde şehirde ayakta kalan 2 Bizans kilisesi bulunmaktadır. Bunlardan biri müze yapılırken diğeri 1950’lerde Richard Goodchild tarafından kazılmıştır. Sadece taban katı geriye kalan kilisede, toplamda 50 mozaik bulunmuştur. Bu mozaikler Theodora’nın şehri yeniden kuruşunu ve dekore edişini göstermektedir.
Theodora’nın Ölümü

Theodora 548 yılında, 48 yaşında iken muhtemelen kanserden hayatını kaybetti. Her ne kadar orijinal kaynaklarda kanser terimi kullanılmasa da anlatılanlar bu sonuca varmaktadır. Cenazesi Havarriyun Kilisesi’ne gömüldü. Justinianus Theodora’nın ölümünden sonra kimseyle evlenmedi.
Yazar: Kübra Nur Kalkan
Yararlanılan Kaynaklar;

Encyclopaedia Britannica – Theodora

Gregory, T.E. – Bizans Tarihi

Lamb, H. – Theodora ve İmparator

Prokopius – Bizans’ın Gizli Tarihi




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

KARAKEÇİLİ YÖRÜK AŞİRETİNİN TARİHİ

Bir milletin kültürü,geçmişinden süzülüp gelen maddi ve manevi değerlerin bütününden meydana gelir. Büyük Türk milletinin tarihi dünya tari...