26 Temmuz 2018 Perşembe

Antik Mısır’da Adaletin Tanrıçası: MAAT

Mısır'ın doğruluk ve adalet tanrıçası Ma'at


Eski Mısır’da doğruluk, adalet anlayışının timsali ve her şeyin üzerinde yer alan bir ilke olarak tanrıça kişiliğine bürünmüş “kozmik düzen” olarak kabul edilir. İnsanlar onu Güneş ve Ay’ın düzenli döngüleri, Nil’in yıllık taşkınları, istikrarlı yönetim ve toplumsal uyum aracılığıyla kavrardı.


Güneş Tanrısı Ra’nın kızı ve Tanrıların Katibi Thoth’un eşiydi. “İki Hakikat” olarak bilinen bu tanrıçanın en başlıca görevi; firavunların yer tanrısı Geb’in tahtına ne ölçüde layık olduklarını belirlemekti. Saçına yüksek bir tüy takmış ve bazen de kanatlara sahip bir kadın olarak tasvir edilse de Ma’at sadece bir tanrıça değil, yaratılmış evrenin düzenleyici ilkesi ve varoluşun tasarımını mümkün kılan yasa olarak kabul edilir ve bu yasa, firavundan sade vatandaşa kadar, hatta tanrılar dahil herkes için geçerlidir.


Antik Mısırın tanrı panteonunu oluşturan figürlerden biri Maatismi verilen tanrıçadır. Maat, bir deve kuşu tüyü ile bazen de başında tüy geçirilmiş olan bir bant ve bir tanrıça figürü ile sembolleştirilmiştir. Maat kelime olarak, düzen, denge, kozmik yasa ve adalet anlamlarına gelir.


Antik Mısır kozmolojisine göre evren oluşmadan önce kaos vardı. İlksel güçler düzensizlik halindeydi. Tanrı Atum, varoluşu başlatmış ve evren yaratıldıktan sonra düzensizliği düzene sokmak için Maat tanrıçası doğurmuştur. Kısacası,”Maat” düzene ait bütün yasaları temsil eder; özellikle de doğa yasalarını. En önemli görevlerinden biri, Tanrı Ra ile birlikte saltanat kayığına binerek batan güneşin ertesi gün doğmasını sağlamak ve bu sayede karanlıklar içindeki dünya yeniden düzene girmesidir.


Antik Mısır’da “Maat” sadece doğanın değil kişinin yaşamında da önemli bir rol oynamaktaydı. Ruhun varlığına inanıldığı, ölümün öbür dünyaya bir yolculuk düşünüldüğü için ölümden sonra yaşam fikri çok gelişmiştir. Öldükten sonra ölüm ve ceza tanrısı Anubis ölen kişinin ruhunu ifade eden kalbini maat tüyüyle bir terazide tarttığı düşünülmekteydi. Eğer kalp ve maat tüyü dengede olursa sınav başarılı olmuş, ölen kişi tanrılarla birlikte yaşamaya hak kazanmıştır. Kalp tüyden ağır gelirse ölen kişi sonsuza kadar yer altında ölüler ülkesinde kalmaya mahkûm olur. Bu yargılamalardan o kadar korkmuşlardır ki, günah işlemediği, günahtan arındığı üzerine belgeleri mezarlara yerleştirmişler; yapılan iyilikleri anlatan duvar resimleri yapmışlardır.


Thoth'un karısı olduğuna inanılır ve ondan sekiz çocuğu olmuştur. Bu çocuklardan en önemlisi Amon'dur. Bu sekiz evlat, Hermopolis'in baş tanrılarıdır ve oradaki rahiplere göre, onlar yerküreyi yaratmışlardır.


Ma'at genellikle gökyüzünde gezinirken teknesinde Ra ile resmedildi. O, Ra'nın Gözünün bir parçasıydı, Ra'nın gözü, her geçen gün onun gelişimine saldırmaya çalışan kötü yılan olan baş düşman Apep'den korudu. Ma'at'ın Gerçekli Tüyü, Ölümden Sonra Kalenin Töreni töreninde kullanıldı. Mısır ölüleri mecburiyetten önce bütün iç organlarını yürek hariç kaldırdılar. Bunu, onlarla birlikte Duat'taki Anubis'in (yeraltı dünyası) yargılanacağı ölçeklere götürdükleri düşünülüyordu. Kalpleri tüyden daha ağırsa, bir iblis tarafından yenilirdi; Ancak kalpleri tüyden daha açık olsaydı, Anubis onları Aaru'ya göğe doğru götürürler.


“Maat” eski Mısır’ın adalet tanrıçası; Güneş’in kızıdır. “Hayat soluğu”nu temsil eder. Başında bir tavus kuşu tüyü vardır, çoğu zaman ikiz erkek kardeşi(bazı yerlerde kız kardeşi olarak geçer) “Şu” ile işbirliği yapar.


“Maad” kelimesi Arapça’da “ tekrar geri dönülecek yer, öteki dünya” anlamına gelmektedir. İslam düşüncesine göre, insan aklının iki ayrı yönü vardır. Biri bu dünya yaşamını düşünür ve düzenler. Buna “aklı maaş” denilir. İkincisi ise, maddi hayatın dışında kalan manevi alem ve sonsuzluğu düşünen “aklı maad”dır. Maad akıl, birtakım ilahi niteliklerle donatılmış olup, geniş konuları belli bir ölçüye kadar düşünme yeteneği vardır.


Burada düşüncelerim “Maat” kelimesi üzerinde yoğunlaşıyor. Mısırlıların kökeninin Maya’lardan geldiğini biliyoruz. Maya kelimesi halen dilimizde “Asıl, kök” olarak da kullanılmaktadır. “Mayası bozuk” deyimi, “Kökü bozuk” anlamına gelmektedir.


Maya’ların kraliçesi May aynı zamanda doğanın canlandığı Mayıs ayına da adını vermiştir. “MA” kelimesi Arapça “Su” anlamındadır. Maat’ın ikiz kardeşinin adı da “Şu”yukarıda yazmıştım Yaşamın sudan ortaya çıktığını bir çok inanç sistemi belirtmektedir.


“MU” ülkesinin de su ile yakın bağlantısı vardı. “MA” aynı zamanda çok önemli iki harfi içermektedir. Kuran-ı Kerimin bir çok suresi “Elif, Lam, Mim” harflerini zikrederek başlar. Bunlar; “ A, L, ve M” harfleridir. Bu harflere Fenike ve ve Latin harfleri olarak bakacak olursak, bunlarda gönye, pergel, üçgen sembollerini görebiliriz.


“Ma” başına geldiği kelimelere “birlik, beraberlik anlamı da katar. Örnek verecek olursak; maaile, maatteessüf, maşallah gibi. Bu örnekleri çoğaltacak olursak “ Maat” yasasının aslında “ Birlik yasası” olduğunu ve bu inanç çerçevesinde evrendeki her varlığın birbirinin tamamlayıcısı olduğunu anlarız.


“MA”’nın taşıdığı anlamlar insanları o kadar etki altında bırakmıştır ki, eski Mısır, Orta Doğu ve Uzak Doğuda bu sese benzer ses çıkaran hayvanlar dahi kutsal sayılmıştır. Kedilere “Mau” adının verildiğini ve eski Mısırda kutsal sayıldıklarını biliyoruz. “Malak” dediğimiz, öküz ve ineklerde birer kutsal hayvan sayılmıştır.


derlemedir.









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

KARAKEÇİLİ YÖRÜK AŞİRETİNİN TARİHİ

Bir milletin kültürü,geçmişinden süzülüp gelen maddi ve manevi değerlerin bütününden meydana gelir. Büyük Türk milletinin tarihi dünya tari...