7 Temmuz 2018 Cumartesi

Afet İnan ve "Büyük Girişim"


Afet İnan ve "Büyük Girişim"




1937 Atatürk,Pittard,Noelle Florya Köşkü


1928 yılında Afet İnan, okuduğu ders kitaplarında Türkler’le ilgili iki aşağılayıcı ifadelerle karşılaşmış ve bunları Atatürk’e aktarmıştı:
(1) Bir coğrafya kitabında, Türkler’in “Sarı Irk”a mensup oldukları ve bu nedenle de “secondair”sayıldıkları belirtiliyordu.
(2) Bir tarih kitabında ise, “barbar” oldukları ve medeniyete hiçbir katkıda bulunmadıkları savunuluyordu.Öyleyse Birinci Sav’ın doğru olmadığını kanıtlamak için “antropoloji” araştırmaları ve İkinci Sav’ın doğru olmadığını kanıtlamak içinse “medeniyet tarihi” araştırmaları yapmak gerekiyordu.
1930’lu yılların ilk yarısında kurulan Türk Tarih Kurumu, Türk Dil Kurumu ve Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, bir bakıma bu iki hedef bağlamındagörevlendirilmiş ve örgütlenmişlerdi.
Bu nedenle Afet İnan, doktora eğitimi için Cenevre Üniversitesi, Sosyal ve Ekonomi
İlimler Fakültesi, Modern ve Yakın ÇağlarBölümü’ne, Eugene Pittard’ın yanın gönderildiğinde, bu sorunların çözümünekatkıda bulunacak bir eğitimden geçmesi hedeflenmişti.
Afet İnan, doktora çalışmasını, 1939 yılında Cenevre Üniversitesi, Sosyal ve Ekonomik Bilimler Fakültesi’nde bitirdi ve yayımladı: L’Anatolie, le pays de la “Race” turque, Recherches sur les caractères anthropologiques des populations de la Turquie (Enquête sur 64.000 individus) Sonra aynı çalışmayı Türkçe’ye çevirdi ve Türkiye Halkının Antropolojik Karakterleri ve Türkiye Tarihi,Türk Irkının Vatanı Anadolu (64.000 Kişi Üzerinde Anket)(Ankara 1947) adıyla yeniden bastırdı. Danışmanı, dönemin saygın antropologlarından Eugene Pittard’dı. Pittard (1867-1962), 1928 -1938 yılları arasında üç kez Türkiye’ye gelmiş ve burada yapmış olduğu antropolojik ve prehistorik araştırmalarla Afet İnan’ın önünü açmıştıÇalışmanın temel sorunu: Irk tasniflemelerine yönelik çalışmalarda“Türk Irkı”nı nereye yerleştirmek gerekir? Bu sorunun yanıtını bulmak için, Anadolu’nun muhtelif bölgelerinde çok sayıda denek üzerinde antropometrik ölçümler yapmak gerekiyordu.Türkiye, on bölgeye ayrıldı ve iki kişiden oluşan ölçüm heyetleri, 19 Haziran 1937 – 31Aralık 1937 tarihleri arasında toplam 64.000 denek üzerinde ölçümler yaptı ve sonuçlarını anket fişlerine işledi.Fişler, İstatistik Umum Müdürlüğü’nde tasnif ve tanzim edildikten sonra, üzerlerindeki değerler ve bilgiler cetvellere taşındı.
Cetveller, Afet İnan’a gönderildi.Afet İnan, “ırkî teşhisi mümkün kılan”endislerden istifade ederek “Türk Irkı”nın morfolojik karakterlerini belirledi:

“Türk Irkı”nın Morfolojik Karakterleri
“Türkler’in boyu, ortalamadan az uzundur.Ekseriyet itibarıyla makroskeldirler. Çoğu
brakisefal ve leptorrhiniendir. Göz ve saçlarının rengi umumiyetle ortadır. Türkler’in büyük çoğunluğu, ırk ayrılmalarında Homo Alpinus diye tanınan Avrupa’nın büyük beyaz ırkına mensuptur. Aralarında yine beyaz olanHomo Dinarikus denilen ırkın mensupları da
vardır.”Artık bu araştırmanın sağladığı antropometrik değerler ile [Asya ve Avrupa ile bunları birbirlerine bağlayan Anadolu coğrafyalarında yapılması planlanan] arkeolojik kazılar sonrasında ortaya çıkarılacak tarih öncesi dönemlerden kalma iskeletlerin antropometrik değerleri birbirleriylekarşılaştırılabilecek ve böylece Türkler’in mekândaki ve zamandaki yayılımını ve dağılımını belirlemeksuretiyle Türk Tarihi’nin bilinmeyen yönlerine ışık tutulabilecekti!
Ancak,
1. Tarih öncesi dönemlerden çok sayıda iskelet kalıntılarına ulaşılmamış olması ve
2. Antropometrik Ölçümler’le “ırk”ın veya daha doğrusu “millet”in belirlenmesinin olanaksız olmasıtarihsel öngörünün doğruluğunu güçleştiriyordu.

Buna karşın, Afet İnan Neolitik Uygarlığı kuranlarınve Anadolu’da bulunmuş birkaç iskelet parçasının,Türkler gibi brakisefal olmasından yola çıkarak, Türkler’in Doğu’dan Batı’ya göçleri esnasında,yerleştikleri coğrafyalara uygarlık götürdükleri veAnadolu’nun otokton halkı olduklarısonuçlarına ulaşmak istiyordu.Böylece, yeni kurulmakta olan Türk Ulusu için, antropolojiden ve tarihten yararlanarak moral bir güç oluşturulmak hedeflenmişti.İşte sonuçları çok etkili olacak bu girişim,“Büyük Girişim” olarak adlandırılabilir.“Bilim tarihi” de, medeniyet tarihinin bir parçası olduğuna göre, bu alandaki çalışmalar özel bir önem taşımaktadır.
Antropolojik ve tarihsel çalışmalarla desteklenmiş olan “Büyük Girişim”, gerek Afet İnan’ın ve gerekse diğer birçok bilginin gayretleri neticesinde, beklenen sonuçları vermiş gibi görünmektedir.
“Büyük Girişim”in Yararları
“Büyük Girişim”,
(1) Beşerî Bilimler’in gelişmesini,
(2) Anadolu ahalisinin antropolojik karakterlerinin belirlenmesini ve
(3) Yeni bir “tarih anlayışı”nın yerleşmesinisağlamıştır.





Kaynak;
Afet İnan ve "Büyük Girişim"
Remzi Demir

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

KARAKEÇİLİ YÖRÜK AŞİRETİNİN TARİHİ

Bir milletin kültürü,geçmişinden süzülüp gelen maddi ve manevi değerlerin bütününden meydana gelir. Büyük Türk milletinin tarihi dünya tari...