28 Nisan 2018 Cumartesi

Bir Zamanlar İzmir








20. yüzyılın başına kadar "Gâvur İzmir" olarak varlığını koruyabilmiş İzmir,1900'lerin başında başkent İstanbul'dan sonra Osmanlı'nın en büyük ve en gelişmiş şehriydi. Batı Anadolu'nun iktisadi merkezi olan şehir, Avrupa'yla ticari ilişkiler açısından da çok önemli bir konumdaydı.

Büyük çoğunluğu Müslüman olmayanların oluşturduğu İzmir'de Rumlar, Yahudiler, Ermeniler ve Latin Katolikler bu cemaatlerden en büyükleriydi. Aynı zamanda şehirde Osmanlı vatandaşı olmayan 10 bini aşkın insan da vardı.

Şehrin Müslüman olmayan nüfusu, 1919 Yunan işgali, 1921'den itibaren Türk ordusunun Batı Anadolu'da Yunan ordusuna karşı harekatı ve 13 Eylül 1922'de başlayan yangın sonrasında bir daha geri gelmemek üzere yok oldu.2003'teki kazılarla kuruluş tarihi M.Ö 8000 yılına giden İzmir'in Anadolu'nun en eski yerleşim yerlerinden biri olduğu öğrenildi.

-- 1914 Osmanlı nüfus sayımına göre 211 bin nüfusun 73 bini Rum, 19 bini Ermeni, 24 bini Musevi ve 1785', Levanten (Latin ). Araştırmacı Kondoyannis'e göre 1921 için İzmir'in toplam nüfusu 276 bindi; bunun 140 bini Rumdu.

-- İzmir'de toplam 198 Ortadoks kilisesi vardı. İzmir'in en eski kilisesi Yukarı Mahalle'de bulunan Aylos İoannis o Theoloğos. İzmir yangınında hasar görmeyip günümüze ulaştı.

Anadolu'nun 6 bin kapasiteli ilk stadı Bornova'daydı. Osmanlı'nın ilk atletizm şampiyonasını da Rum spor kulüpleri Bornova'da düzenledi. Yine Rum spor kulüpleri büyük rekabet içinde futbol turnuvaları düzenliyordu. Osmanlı İmparatorluğu sınırları içindeki ilk futbol maçı da 1890'da Bornova'da İzmirli gençlerle bir İngiliz ticaret gemisinin mürettabatı arasında yapıldı.

-- 1906'da Atina'daki Ara Olimpiyat oyunlarında İzmirli Rum S. Simiriotu kadınların katıldığı tek dal olan teniste Olimpiyat şampiyonu oldu. Bu olimpiyatta İzmrli Rumlar başka dallarda da gümüş ve altın madalya kazandı.

-- Urla doğumlu Yorgo Seferis, ilkolkulu İzmir'deki Rum okulunda okuyup Atina'ya göç etti; 1967'de Nobel Edebiyat Ödülü'nü aldı.

-- İzmir'de ilk sahnelenen Rumca piyes 1845'te Maniodis (Tutkun) adlı İtalyan komedisiydi.

-- 1860'lardan itibaren Anadolu Rum müziği Yunanistan'a tanıtılmaya başlandı. O dönemler "estudiantina" adı verilen halk orkestraları vardı. Mübadeleden sonra Pire'de doğup gelişen Rebetiko müziği İzmir halk müziğinin bir devamıydı.

Nilay Vardar


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

KARAKEÇİLİ YÖRÜK AŞİRETİNİN TARİHİ

Bir milletin kültürü,geçmişinden süzülüp gelen maddi ve manevi değerlerin bütününden meydana gelir. Büyük Türk milletinin tarihi dünya tari...