KRAL KASPAYA EFSANESİ VE KALENİN HİKAYESİ Ne kadar gerçektir, ne kadar hayal ürünüdür bilinmez ama rivayet edilir ki evvel zaman içinde; Anuratapura Kralı Datusena’nın güzeller güzeli bir kızı ve yakışıklı iki oğlu varmış. Oğullarından biri eşinden, diğeri ise cariyesinden doğmuş. Cariyenin oğlu Kaspaya, babasına sürekli kendisini ikinci planda bıraktığı için kızıyor, ağabeyi Mugalan ya da Migara'ya tahtı tahtı kaptırmamak için de sürekli fırsat kolluyormuş... Anuratapura Kralı Datusena, kendi koltuğuna göz koyan oğullarını pek sevmese de kızını o kadar fazla seviyormuş. Gelinlik çağına gelen kızını hiç kimselere vermeye kıyamıyormuş ama gördüğü bir rüya üzerine Senpati adlı bir prens ile evlendirmeye razı olmuş. İki genç dillere destan olacak şekilde kırk gün kırk gece süren düğünle evlenmişler. Fakat dünya durdukça çözülemeyecek gibi görünen sorun onların da mutluluğuna gölge düşürmüş. Artık gelin mi fazla nazlı imiş, yoksa kayınvalidesi mi fazla gaddarmış bilemiyoruz fakat kısa sürede malum gelin – kaynana kavgalarları başlamış. Huzursuz olan gelin bir gün gözyaşları içinde babasına, kayınvalidesini şikayet ederek, kendisine neler yaptığını bir bir anlatmış. Datusena Anuratapura Kralı da olsa bir baba olduğundan hislerinin sesine kapılarak zalim kayınvalidenin öldürülmesine ferman vermiş... O bir baba olarak hislerine yenilir de damadı Senpati bir oğul olarak anne acısına katlanabilir mi? Efsane onun eşine ne dediği ya da ne yaptığı konusuna ipucu vermiyor ama annesinin öcünü almak için krala karşı bir isyan başlatığını görebiliyoruz. İsyan sırasında en büyük destekçisi de uzun yıllardır tahta göz koyan eniştesi Kasyapa'dır. Senpati'nin isyanına destek veren Kaspaya savaştan galip çıkar ve kral olabilmek için babasını canlı canlı bir duvarın içine gömdürür, Kardeşi Migara da hayalini kurduğu tahta çıkmak yerine aynı akıbete uğramamak için Hindistan’a kaçar. Migara intikam için ordu toplayıp, fırsat beklerken, onun intikam için geri döneceğini tahmin eden Kasyapa da hükümdarlığını korumak için çareler arar... Ve huzurlu yaşayabilmek için olağanüstü bir kale yapmaya koyulur. Efsaneye göre de, Milattan Sonra 477 –495 yılları arasında tarihlenen yaklaşık 20 yıllık kralığı sırasında bu kaleyi de bitirmeyi başarır. Muhteşem kale Sigiriya Kayası üzerindedir. Sigiriya Kalesi; yemyeşil bir vadinin ortasında adeta bir gemi güvertesi gibi çıkıveren 370 metre yüksekliğindeki volkanik kaya oluşumu üzerinde, Kral Kasyapa’nın yeni sarayı olur. Fakat, Prens Migara, yıllar sonra Hindistan’dan topladığı bir ordu ile geri döner ve beklenen savaş başlar. Ve kardeşinin ordularını darmadağın eder. Ağabeyinin ordularının önünde kendi ordularının darmadağın olduğubu göre Kral Kasyapa, durumu onuruna yediremeyerek harakiri yapar ve intihar eder.Her ne kadar Sigiriya kalesinin ondan sonra bir daha kullanılmadığı ididia edilse de burasının bir süre manastır olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır....
13 Kasım 2017 Pazartesi
Budist Sigiriya Kalesi
KRAL KASPAYA EFSANESİ VE KALENİN HİKAYESİ Ne kadar gerçektir, ne kadar hayal ürünüdür bilinmez ama rivayet edilir ki evvel zaman içinde; Anuratapura Kralı Datusena’nın güzeller güzeli bir kızı ve yakışıklı iki oğlu varmış. Oğullarından biri eşinden, diğeri ise cariyesinden doğmuş. Cariyenin oğlu Kaspaya, babasına sürekli kendisini ikinci planda bıraktığı için kızıyor, ağabeyi Mugalan ya da Migara'ya tahtı tahtı kaptırmamak için de sürekli fırsat kolluyormuş... Anuratapura Kralı Datusena, kendi koltuğuna göz koyan oğullarını pek sevmese de kızını o kadar fazla seviyormuş. Gelinlik çağına gelen kızını hiç kimselere vermeye kıyamıyormuş ama gördüğü bir rüya üzerine Senpati adlı bir prens ile evlendirmeye razı olmuş. İki genç dillere destan olacak şekilde kırk gün kırk gece süren düğünle evlenmişler. Fakat dünya durdukça çözülemeyecek gibi görünen sorun onların da mutluluğuna gölge düşürmüş. Artık gelin mi fazla nazlı imiş, yoksa kayınvalidesi mi fazla gaddarmış bilemiyoruz fakat kısa sürede malum gelin – kaynana kavgalarları başlamış. Huzursuz olan gelin bir gün gözyaşları içinde babasına, kayınvalidesini şikayet ederek, kendisine neler yaptığını bir bir anlatmış. Datusena Anuratapura Kralı da olsa bir baba olduğundan hislerinin sesine kapılarak zalim kayınvalidenin öldürülmesine ferman vermiş... O bir baba olarak hislerine yenilir de damadı Senpati bir oğul olarak anne acısına katlanabilir mi? Efsane onun eşine ne dediği ya da ne yaptığı konusuna ipucu vermiyor ama annesinin öcünü almak için krala karşı bir isyan başlatığını görebiliyoruz. İsyan sırasında en büyük destekçisi de uzun yıllardır tahta göz koyan eniştesi Kasyapa'dır. Senpati'nin isyanına destek veren Kaspaya savaştan galip çıkar ve kral olabilmek için babasını canlı canlı bir duvarın içine gömdürür, Kardeşi Migara da hayalini kurduğu tahta çıkmak yerine aynı akıbete uğramamak için Hindistan’a kaçar. Migara intikam için ordu toplayıp, fırsat beklerken, onun intikam için geri döneceğini tahmin eden Kasyapa da hükümdarlığını korumak için çareler arar... Ve huzurlu yaşayabilmek için olağanüstü bir kale yapmaya koyulur. Efsaneye göre de, Milattan Sonra 477 –495 yılları arasında tarihlenen yaklaşık 20 yıllık kralığı sırasında bu kaleyi de bitirmeyi başarır. Muhteşem kale Sigiriya Kayası üzerindedir. Sigiriya Kalesi; yemyeşil bir vadinin ortasında adeta bir gemi güvertesi gibi çıkıveren 370 metre yüksekliğindeki volkanik kaya oluşumu üzerinde, Kral Kasyapa’nın yeni sarayı olur. Fakat, Prens Migara, yıllar sonra Hindistan’dan topladığı bir ordu ile geri döner ve beklenen savaş başlar. Ve kardeşinin ordularını darmadağın eder. Ağabeyinin ordularının önünde kendi ordularının darmadağın olduğubu göre Kral Kasyapa, durumu onuruna yediremeyerek harakiri yapar ve intihar eder.Her ne kadar Sigiriya kalesinin ondan sonra bir daha kullanılmadığı ididia edilse de burasının bir süre manastır olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır....
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
KARAKEÇİLİ YÖRÜK AŞİRETİNİN TARİHİ
Bir milletin kültürü,geçmişinden süzülüp gelen maddi ve manevi değerlerin bütününden meydana gelir. Büyük Türk milletinin tarihi dünya tari...
-
Antik Mısır’ın en büyük firavunlarından biri olan II. Ramses’in Hitit prensesi ile evlenmesi iki eski düşman ülkenin aralarındaki siyasi it...
-
Türkler uzun saçlarıyla o kadar bütünleşmiş ve ün yapmışlardı ki Türk dendiğinde uzun saçlı insanlar akla gelirdi. Selçuklular döneminden ...
-
Ay tanrısına tapanlar temmuz için ağlarlar.Buğdayı harmanladıkları ve taş da döndürdükleri vakit Temmuz ölüyor,öldüğü için ona ağıtlar yak...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder