16 Kasım 2017 Perşembe

Arafat


Mekke'nin 21 km. doğusunda Tâif dağı yolu üzerinde ova görünüşünde düz bir alan olan Arafat, haccın en önemli rüknü olan vakfenin yapıldığı yerdir. Buraya Arafat adının veriliş sebebi kesin olarak bilinmemekte ise de bu konuda bazı görüşler ileri sürülmektedir. Hz Âdem ile Hz. Havva'nın yeryüzüne indikten sonra burada buluşup birbirini tanımaları veya Cebrail'in Hz. İbrahim'e haccın nerede ve nasıl yapılacağını öğretirken Arafat’a geldiklerinde ona, "Arefte?" (Anladın mı, tanıdın mı) diye sorması, onun da "Areftü" (Anladım, tanıdım) demesinden dolayı buraya Arafat dendiği kaynaklarda zikredilmektedir. Ayrıca dünyanın dört bir yanından gelen insanların ataları Hz. Âdem ile Hz. Havva'nın yaptıkları gibi burada birbirleriyle görüşüp tanışmaları veya günahlarını itiraf ederek Allah'tan af dileyerek kulluklarını ve çaresizliklerini arz etmeleri, af dileyenlerin affedilmelerinden sonra günah kirlerinden temizlenip Cenab-ı Hakk katında güzel bir kokuya (arf) sahip olmaları sebebiyle bu adın verildiği de ileri sürülen görüşler arasındadır.

En uç noktaları arasında doğudan batıya 6,5 km. kuzeyden güneye 11-12 km. uzunlukta olan bu sahanın tamamı 13,68 km2’dir ve kuzey kesiminde halk arasında Arafat dağı olarak bilinen granit taşlarından oluşmuş Cebel-i Rahme bulunmaktadır.

Hz. Peygamber aleyhisselatu vesselam'ın "Arafat’ın tamamı vakfe yeridir" (Müslim. "Hac" 149) hadisi gereğince zikredilen Arafat sahasının her yerinde vakfe yapılabilir. Ancak hacılar, Hz. Peygamber aleyhisselatu vesselam vakfesini Arafat vadisinin kuzeydoğusunda yer alan 70 m. yüksekliğindeki Cebelirahme'de Neb'a ve Nübey'a tepeleri arasında bulunan Nabit tepesi üzerinde yaptığı için aynı yer ve çevresinde bulunmayı arzu ederler. Bundan dolayı bu bölge hacıların izdihamına en çok maruz kalan bir bölge olagelmiş, hacılara hizmet vermek üzere kurulan sosyal tesisler daha çok bu çevrede yoğunluk kazanmıştır.

Mekke tarihiyle ilgili eserlerde zikredildiğine göre Arafat'ta bahçeler, arefe gününde Mekkelilerin gelip kaldığı güzel mekânlar mevcuttu. Zaman içerisinde bunlardan eser kalmamış, XX. asrın ikinci yarısından itibaren ciddi bir ağaçlandırma projesi uygulamaya konularak Arafat yeşil bir mekân olma özelliğini yeniden kazanmıştır. Bunun yanı sıra çeşitli tesislerle hacıların Müzdelife'ye dönüşünü kolaylaştırmak için Arafat’ı buraya bağlayan dokuz ayrı otoyol yapılmıştır.

Arafat'ta vakfe zamanı, arefe günü (9 Zilhicce) güneşin zevalinden sonra başlar. Ertesi gün şafak vaktine kadar devam eder Hz. Peygamber aleyhisselatu vesselam'ın sünnetine uymak açısından esas olan, Arafat sınırları içine zilhiccenin dokuzuncu günü zevalden sonra girmek ise de günümüzde yoğunluk sebebiyle, hacıların büyük çoğunluğunun zilhiccenin sekizinci günü Arafat’a taşınmaları ve geceyi orada geçirmeleri teamül haline gelmiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

KARAKEÇİLİ YÖRÜK AŞİRETİNİN TARİHİ

Bir milletin kültürü,geçmişinden süzülüp gelen maddi ve manevi değerlerin bütününden meydana gelir. Büyük Türk milletinin tarihi dünya tari...