3 Ağustos 2018 Cuma

ATATÜRK'ÜN MADAM CORINNE'E MEKTUBU

Atatürk'ün sansürlenen mektubu

(Mustafa Kemal’in Corinne Lütfi’ye 1913-1916 arasında gönderdiği 15 mektup, 5 kart ve 2 telgraf vardır.Bunları sırası ile araştırdıkça buraya yazacağım)


MADAM CORINNE'E MEKTUBU
28 Subat 1913,Sofya

"Aziz Corrine,

Kaymakamliga (yarbayliga) terfiim münasebetiyle yolladiginiz çok sevimli tebrikler beni çok derinden derine mütehassis etti ve bu vesile ile bana yazdiginiz güzel sözler dosdogru kalbimde yer aldi. Kendi kendime izah edemedigim sükutumun birkaç amilleri vardi. Son zamanlarda Sofya, Belgrad ve Petinya atesemiliterliklerine tayinim üzerine son derece mesguldüm. Bana o kadar is yükledi ki o iki sehre de gidemedim. Beni bilhassa Sofya ile ilgilendiren bazi meseleleri tetkik etmek lüzumunu duyuyorum. Bundan baska büyük mesgalelerimden biride, bana bir çok sikinti ve rahatlik veren bu otellerdeki hayatimdan kurtulmak için bir ev aramaktir. Nihayet mevsim ortasinda burada bulundugumuz için modern hayata ait vazifeler zamanimin büyük bir kismini aliyor.

Iste, maalesef beni sana uzun uzun yazmaktan men eden sebeplerden bazilarinin hülasasi bu. Birkaç kelimelik kartpostal yollamak, seni yalniz tatmin etmemekle kalmaz, ayni zamanda hayrete düsürürdü. Hem de bu vasitayi ancak beni az ilgilendiren ve kendilerine birkaç nezaket kelimesi göndermek mecburiyetini hissettigim kimselere karsi kullanirim.

Küçük ve sevimli Edith'in, benim uzun ve irademin disinda kalan sükutumun üzerine sana bazi seyler söylemeyi vazife bilmesi beni hayrete düsürmekten hali kalmadi. Hakkimda besledigi iyi fikirden dolayi ona tesekkür ederim. Küçük nasihatleri evvela sana karsi büyük bir dost oldugu ve benim samimiyetime de pek az itimadi oldugunu ve nihayet hayat, hayat isleri hakkinda pek az tecrübesi oldugunu ispat ediyor. Rica ederim ona söyle, en çok konusan ve sayfalar dolusu yazan kimseler mi bu dünyada en halis ve samimi dostlardir? Çok hisseden, fakat uzun lakirdilarin sevilen insani nihayet yormasindan korktugu için hislerini gizlemeyi tercih eden bir insana kayitsizlik ve tasasizlik isnadi lazim midir?

Her halde küçük Edith emin olabilir ki ben onun Avusturyali dostu kadar halis ve fedakar olmaya muktedirim. Yine küçük Edith emin olsun ki bazi insanlarin tabiatlari iktizasi mecbur olduklari cemileleri yapmaya, eger zahmeti göze alirsam, ben de muktedirim. Hem sunu da bilsin: Senin benim nazarimda çok büyük bir mevkiin var. Öyle bir mizaca sahipsin ki müdahaleci bir agzin sözlerine kulak asmazsin ve benden kalbimin dikte etmedigi kelimeler almayi elbette ki istemezsin.

Tatli ve sevimli hemsirene bu satirlari okuduktan baska, ona kendisinin kolay kolay silinmeyecek bir hatirasi oldugunu söylemeni rica ederim. Ayni zamanda annene ve babana saygilarimi sunmama delalet etmek lutfunda bulun.

Samimi ve halis dost"
M. Kemal
----------------------
Madam Corinne'e Yazdığı Mektup, 17 Mart 1915


Maydos Karargahı (Çanakkale)

17 Mart 1915

Aziz dostum,

Son kartınız Maydos'a Fethinin bir zarfı içinde geldi. Siz ki her şeyden haberiniz olduğunu iddia edersiniz. Siz ki benim hayatımı takip etmekten memnun olmak istersiniz. Nasıl oluyor da benim muharebe meydanında bulunduğumu öğrenemediniz? Bunun, benim hatam olduğunu mu söylemek istiyorsunuz? Tabii, değil mi, cidden hayret ettiniz sanırım. Ben Maydos'ta bulunur, gece gündüz düşmanla savaşırımda aziz dostum Corinne bunu bilmez ve kartlarıyla mektuplarını bermutat Sofya'ya gönderir, bunları da benim yerime hep Fethi Bey alır.

Vaziyet Çanakkale Boğazında biraz buhranlı bir hal kastedince, aziz dostunuz Nuri'nin eski mevkii olan Tekirdağ'a gidip orada bulunan bir fırkamızın kumandasını üzerime almamı isteyen gayet müstacel bir telgraf aldım. Yeni dostlarıma veda bile edemeden Sofya'dan ayrıldım. Biliyordum ki bu benim tarafımdan bir nezaketsizlikti. Mısır'a gitmeden ve Kudüs'te ıstırahate karar vermeden evvel sizde bir akşam yemeği yiyen ve size hararetle veda eden Nuri hiçbir zaman benim gibi hareket etmek istemez.

Neyse, 24 saatte Tekirdağ'ında hazırdım ve bir fırka teşkili ile meşgul oldum. Sonra teşkil ettiğim fırka ile Maydos'a gitmek ve orada bulunan bütün kuvvetlerin kumandasını deruhte etmek emrini aldım. Bu kuvvetler Çanakkale Boğazını müdafaa eden, takriben iki topçu fırkasıydı.

İki aydır buradayım ve Çanakkale Boğazı'nı müttefiklerin ihraç teşebbüsünde bulunan donanmalarına ve kuvvetlerine karşı müdafaa ediyorum. Bu ana kadar aziz Corrine, hep muvaffak oldum ve aynı yerde kalırsam, kuvvetle ümit ediyorum ki daima da muvaffak olacağım.

Burada benim ismimin duyulmasına hayret etmemeli, çünkü ben mühim bir muharebenin kahramanı olarak Mehmet Çavuşa şeref kazandırmayı tercih ettim. Tabii şüphe etmezsiniz ki muharebeyi idare eden sizin dostunuzdu ve savaş gecesi muharebelerin saflarında Mehmet Çavuşu bulanda o idi.

Corrine, Sofya'dan ayrıldığımı ve burada bulunduğumu size niçin haber veremediğimi bana sormayınız. Anlayamazsınız ki çok ciddi bir şekilde meşgulüm ve şüphe etmemelisiniz ki hafızalarımızda silinmez çizgilerini çizdiğimiz güzel anları asla unutamam.

Zaman geçer, fakat dostlar arasındaki bağları daima kuvvetlendirir. Mektubumu elinize vermesi için size fırkamdan bir zabit gönderiyorum. Çünkü posta ile ancak manasız birkaç kelime göndermek mümkün. Siyasi ve askeri, umumi vaziyeti nasıl gördüğünüzü bana açıkça söyleyiniz Corrine. Ben bu mevzuda size izahat veremem.

Cevat Bey hiç değilse Pazar günleri sizi ziyaret ediyor mu? Etmiyorsa ona, sizi görmesi için yazınız ve söyleyiniz ki her türlü yanlış anlaşmalara rağmen, ben onun samimi dostuyum ve bana mektup yazmasını arzu ediyorum.

Siz bana kısa, basit kartlar yollayabilirsiniz.

Size, istenilen zamanda cevap veremezsem ümit ederim ki beni mazur görürsünüz.

Matmazel Edith'e samimi dostluklarımı arz ederim. Valideniz hanıma ve pederinize lütfen hürmetlerimi bildiriniz.

Geçmiş zaman ve geçmiş zamanın hatıraları ebedi bir hayata maliktir.

Beni unutmayınız Corrine, hatta bu harpte ölsem bile."

19. Fırka Kumandanı

Mustafa Kemal











Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

KARAKEÇİLİ YÖRÜK AŞİRETİNİN TARİHİ

Bir milletin kültürü,geçmişinden süzülüp gelen maddi ve manevi değerlerin bütününden meydana gelir. Büyük Türk milletinin tarihi dünya tari...