Ürdün- Filistin’de Lut Gölü’nün kuzeyinde yer alan yapı 1989 yılında Avusturya’lı araştırmacı Alois Musil tarafından bulunmuştur. Çevresinde bir kuşatma duvarı bulunan sarayın bir kısım binaları yıkılmış yalnız taht kabul salonu ile buna bitişik hamam ayakta kalabilmiştir. Yıkılan diğer binaların çeşitli odalar, mahzenler, depolar ve ahırlardan oluştuğu anlaşılmaktadır. Ayakta kalan birinci bölüm 8.75x 7.50 m. boyutlarında kareye yakın bir plana sahiptir. Mekan kuzey- güney doğrultusunda ikişer kemerle aynı genişlikte üç sahına ayrılmıştır. Ortadaki sahın kare, diğerleri apsis şeklinde dışarı taşkın birer hücre ile genişletilmiştir. Mekanın tümü beşik tonozlarla örtülüdür. Kuzey cephesinin üstünde ve güneyde üç, doğuda iki olmak üzere beş pencereyle aydınlatılmıştır. İkinci bölüm ise üç odalı bir hamamdan oluşmaktadır. Büyük salona doğu duvarından 1.70 m. yüksekliğinde bir kapı ile girilir. Üçüncü oda daha doğuda yer almaktadır. Yonca planlı bu kısım hamamın sıcaklık kısmıdır. En doğudaki dikdörtgen planlı ve kısmen yıkık olan büyük odanın külhan olduğu anlaşılmaktadır. Soyunma ve ılıklık kısmını oluşturan ilk iki oda çapraz tonoz, yonca planlı orta kısım kubbe, doğudaki külhan bölümü ise beşik tonozla örtülmüştür.
Kuseyr Amra’nın en ilginç yönü fresko bezemeleridir. Bunun yanında büyük salon ile küçük oda mermer salonun güneyindeki odalar mozaiklerle kaplanmıştır. Yine tüm iç mekan alttan başlayarak mermer kaplamalıdır. Duvarların üzerinde, tonozlarda ve kubbede yer alan freskolar ise tahriplere karşın günümüze kadar ulaşabilmiştir. Büyük salonun batı duvarını bezeyen resimde isimleri Arapça ve Yunanca olarak yazılmış yenik düşman krallarını gösteren Bizans İmparatoru Vizigot, Sasani Kisrası ve Habeşistan imparatoru yer almaktadır. Böylece Kasrın halife I. Velit zamanında 711-718 yıları arasında yapıldığı anlaşılmaktadır. Salondaki büyük kemer yüzleri, eğlence, raks, hamam ve av sahneleriyle bezenmiştir. Üçüncü sahının tonozunda dört sıra durumunda çerçeve içinde 32 konu işlenmiştir. Bunlar arasında taş ustaları ile dülgerlere de yer verilmiştir. Tümüyle kıvrık dal ve asma motiflerinden oluşan çerçeveli panolarda soyunma ve ılıklık kısımlarında aşk ve hamam sahneleri, kubbede burçlar haritası ve çeşitli alegoriler yer almaktadır. Figürlerin çoğu cılız ve uzun bacaklı durumlarıyla bunları yapan sanatçının görerek değil düşsel bir çalışma içinde olduğunu göstermektedir. Kasrın mimarisi Hıristiyan ve eski Roma yapılarını anımsatırken figür ve bezemelerinde önemle sıra durumunda dizilişleriyle Sasani sanatının etkisi altında kaldığı görülür. Renk ve kompozisyon anlayışı ile Helenistik dönem Suriye sanatının devamı özelliğindedir. Resimleri canlandıran tablolarda en çok siyah, kahverengi, yeşil ve sarı renkler kullanılmıştır. Yapı tümüyle kesme taştan yapılmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder