Roma ve İç Çamaşırı

Antik Roma'da iç giyim bir statü göstergesiydi. Özellikle kadınlar o zamanın mükemmel fiziği olan küçük göğüs, geniş kalça optimizasyonuna erişme çabaları giydikleri iç çamaşır özelliklerini de oldukça etkilemiş. Erkeklerde ise giyilen iç çamaşırlar savaşçıların seviyesini belirlerdi.


Antik Roma eserlerinde gladyatörler, köleler ve olağan dışı bireyler yarı çıplak bir şekilde resmedilirken Antik Roma vatandaşları üzerlerinde bir toga (Antik Roma entarisi) ile resmedilmişlerdir.

Roma'daki kazılarda bulunan Fırıncı Eurysaces’in mezarı sınıfsal giyim konusunda bize oldukça bilgi vermiştir. Mezardan edinilen bilgilere göre kölelerin üstsüz veya iç çamaşırı şeklinde bağlanan bir tür örtü (subligaculum) ile çalıştıkları görülüyor. Bu iç çamaşırı şeklindeki örtüyü vatandaşlar veya savaşçılar giymezlerdi.

Roma tarihçisi Suetonius, İmparator Augustus’un kış aylarını, dört kat tunik, ağır bir toga, yünlü bir göğüslük ve bir atlet ile geçirdiğini, aynı zamanda bacaklarını ve kalçalarını saran bir örtü kullandığını belirtiyor.

Günlük hayatta ise Romalı erkekler pek fazla seçim şansları olmadığından dolayı çoğunlukla iç çamaşırı giymemeyi tercih ediyorlardı.

Kadınlarda iç giyim biraz daha farklıydı. Sokak dansçıları köleler gibi çıplak dolaşmayı tercih ederken Antik Romalı kadınların çoğunun bir keten tunik giydiği görülmektedir. Birçok kadın o dönemde ideal vücut olan küçük göğüs büyük kalça optimizasyonuna erişmek için çalışmış hatta çoğu göğüslerini küçük gösteren göğüs bantı giymişlerdir. Antik Roma'da kadınların göğüs bantlarını mahrem anlarında bile çıkarmadıkları söylenmektedir. Yukarıdaki resim M.S. 4. yüzyıla ait “Bikinili Kızlar” mozaiğidir. Bu mozikte bile kadınların göğüs bandı giydiğini görebilirsiniz.

İç çamaşırları genellikle ketenden ve deriden yapılmıştır. İç çamaşarılarının bazılarının su geçirmez keçi derisinden yapılmasının sebebi ise kadınların regl döneminde kullanışlı olmasıdır.

Bebekler hakkında ise hemen hemen hiçbir kanıtın olmadığı Antik Roma döneminde bazı heykellerden anlaşılacağı üzere bebekler genellikle büyük bir keten beze sarılıyor. Bu bez sık sık değiştiriliyorsa bu da bir çeşit bez görevi görmüş olabilir.

Villa Borghese mozaiğinde ise bazı gladyatörlerin tunik, bazılarının kalkanlar, bazılarının ise sadece iç çamaşırı giydiği görülüyor.

Bir fırıncı olan Eurysaces'in Roma'daki mezarının üzerinde bulunan simgeler fırında çalışan kölelerin ya çıplak ya da iç çamaşarı gibi bağlanan bir örtü olan subligaculum ile çalıştıklarını gösteriyor.

İstanbul Arkeoloji Müzesinde yer alan ve M.S 2.yy-3.yy arasında yapılmış olan Miletus'un köleleri rölyefi'nde boynuna zincir bağlanmış mahkumların sadece bir iç çamaşırıyla dolaştığı görülüyor.

Bu mozaikte'de her kadında göğüs bantı bulunduğunu görmek mümkün. Göğüs bantının kullanılmasının asıl sebebinin kadınların göğüslerini daha küçük göstermek istemesi olduğu düşünülüyor. Keza o dönemde ideal kadın fiziği küçük göğüs büyük kalça idi.

Tarihiolaylar.comdan alıntıdır.
"Caesar Undressing: Ancient Romans Wore Leather Panties And Loincloths" (www.forbes.com)