Sayfalar

2 Mayıs 2018 Çarşamba

Atlantis Efsanesi










Atlantisliler, bilimde ve teknolojide ileri bir düzeye varmışlardı. Denizaltı, uçak ve uzay taşıtları yapabilmişlerdi.

Atlantis Yunanca "Atlas'ın adası", Platon'un Timaeus ve Critias kitaplarında bahsettiği efsanevi batık bir kıta ve uygarlıktır.

Yeryüzünde insanın ilk ortaya çıktığı kıta olmamakla birlikte, ileri uygarlıklara bugünkü birçok kıtadan daha önce ev sahipliği yapmış, "tufan" sembolik adıyla belirtilen birçok "doğal afetler dönemi" yaşamış olmasına karşın, beş-altı devre boyunca varlığını sürdürmüştür.




Öğretinin indirildiği devrede bir "Sirius kültürü temsilcisi" dışında, devre boyunca, Sirius öğretisi bir gezegenden (kimilerine göre Venüs'ten) gelen "öğretmenlerce" öğretilmeye çalışıldı. İnsanlığın ilk dini denilebilecek bu öğretinin Atlantisli rahiplerine ve izleyicilerine Edgar Cayce "Bir'in Yasası Oğulları" der. Aynı öğretinin Mu'lu rahiplerine ise "Naakaller" adı verilirdi.


Yeryüzünün kimi bölgeleri Aden Cenneti'nden farksızdı. Kentlerin kralları aynı zamanda rahiptiler ve Yukarı'dan (görünmez hiyerarşiden) aldıklarını aşağı aktarırlardı. Fakat sonraki dönemlerde yaşanan maddi ve manevi dejenerasyon yeryüzünü cennet olmaktan çıkaracaktı.

Atlantisliler, bilimde ve teknolojide ileri bir düzeye varmışlardı. Denizaltı, uçak ve uzay taşıtları yapabilmişlerdi. Bunları, "ateş taşı" denilen kristallerin bulunduğu, nükleer santralleri andıran enerji istasyonlarından çıkan ışınlar ya da vibrasyonlar aracılığıyla uzaktan kumanda ile kontrol edebiliyorlardı .

Bu dönemde insanların yaşadıkları topraklar, hayvanların istila tehdidiyle karşı karşıya bulunuyordu. Satan Oğulları, hayvanlara karşı patlayıcılar icat ederek yıkıcı güçleri kullanmaya başladılar. Daha sonra bu güçleri insanlara karşı da kullanmaya ve insan kurban etmeye başladılar. Sonunda yerkürenin içinden, Güneş ve yıldızlardan elde ettikleri güçleri de yıkıcı güçlere dönüştürerek kullandılar. Fakat yıkıcı güçlerin kullanımı, birtakım elektriksel güçleri içeren doğal kaynakları etkileyerek volkanik püskürmelere yol açtı ve Atlantis'in küçük bir kısmının batmasına, kalan büyük kısmın da beş kara parçası halinde bölünmesine neden oldu.




Cayce'e göre İÖ 50.000 yıllarında "ölüm ışını" denilen bir ışının kuşlar ve dev kara hayvanları üzerinde kullanılıp kullanılmaması üzerine toplantılar yapıldığı sıralarda Dünya ekseni ve kutuplar yer değiştirmiş, dağların ilk yükselme hareketleri olmuş ve dev kara hayvanları iklim koşullarının değişmesiyle kendiliğinden yok olmuşlardı. Atlantis'ten ilk göçler bu döneme rastlar.

İkinci yükselme hareketleri ise İÖ 28.000 yıllarında, ikinci volkanik püskürmeler döneminde olmuş ve dev kara hayvanları iklim koşullarının değişmesiyle kendiliğinden yok olmuşlardır. Bir'in Yasası Oğulları ile Satan Oğulları arasında en şiddetli çarpışmalar Atlantis tümüyle batmadan önceki son devrede yaşanmıştır. Bir'in Yasası Oğulları'nın çeşitli psişik güçlerle donanmış olmalarına karşılık, Satan Oğulları'nın elinde atomik güçler bulunuyordu.

Sonunda, Bir'in Yasası Oğulları, Atlantis'i bekleyen nihai felaket hakkında prekognisyon yetenekleriyle önceden haberdar edildiklerinden kıtayı terk ettiler ve kıta, tümüyle, yaklaşık 12 bin yıl önce battı. Atlantis'ten her kıtaya göçler olmuşsa da, başlıca göçler Mısır, Gobi, Anadolu ve Amerika bölgelerine yapılmıştır.

Mısır Piramitleri Atlantis'in batmasından çok kısa süre önce Mısır'a göç eden Atlantislilerin eseridir. Bilindiği kadarıyla, Atlantisliler, bilimleriyle ilgili kayıtları yeryüzünde üç bölgeye saklamışlardır. Kehanetlere göre bu kayıtlar yakın bir tarihte keşfedilecektir. Kimi araştırmacılara göre Kuran-ı Kerim'de "Ad Kavmi" olarak sözü edilen kavim, Atlantisliler dir.




Alıntı


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder