28 Nisan 2018 Cumartesi

Sivrihisar’ın İşgali

yunan-mezalimi
 Düşmanın işgali ve geri çekilmesi esnasında yaptığı mezalimi tahkik heyeti ile görevli gazeteci Miss. Ellen, «Near East» gazetesine gönderdiği mektupta şöyle söylüyor: «Yunan ordusu geri çekilme esnasında; yaktığı köylerde halâ dumanlar tütüyordu; Köylüler çaresizlik içinde boynu bükük, yanık evlerin aralarında bitkin bir halde dolaşıyorlardı. Açlıktan bağrışan çocukları gördüm. Kendileriyle konuştuğumuz Köylüler «Düşman evlerimizi yaktı, mahsulümüzü tarlada berhava et­ti, yiyecek namına bir şey bırakmadı» diyorlardı. Yağma her harpte olur, fakat evleri yakmak, ırza taarruz etmek barbarlıktır. Yüz evli Mülk Köyü, 50 evli Oğlakçı, 80 evli Koçaş köyünün evleri tamamen yanmış olduğunu gördüm. Karılarının ve kardeşlerinin namuslarını korumak isteyen erkekler öldürülmüştür.» Mektup şöyle devam ediyor: «Para vermekten kaçınanlar katledilmiş, tarlalardaki ve ambarlardaki buğdayların tamamen yakıldığı, götürülemeyen hayvanların öldürülmüş olduğu, heyetimizce tespit edildi. Bu şenaatlerin Yunan Başkumandanının emriyle yapıldığını tespit ettik» diyor. İstanbul’da neşredilen «Yeni Gün» gazetesi muhabiri 11.Eylül 1338 tarihli mektubunda şu açıklamayı yapıyor: «Sivrihisar’la Eskişehir arasında ekserisi birer yığın toprak haline gelmiş, geri kalanı da yarı yarıya harap edilmiş pek çok köyler var. Düşman mezaliminin bu dehşeti önünde donup kalmamak, ürpermemek; imkan haricindedir… Zavallı köylülerin naklettikleri sözler, insanlık için utanç vericidir,» diyor. Bir Yunan subayı da 4. Kânunsâni, 1922 tarihinde Akşehir’den İngiltere’deki eşine yazdığı mektupta «Sakarya» dan döndüğümüz zaman genelde köylerin yakılma» için başkumandanımız dan emir verilmiştir. Bu emir üzerine üçüncü, onuncu fıkralardan köylerin yakılması için müfrezeler tayin edilmiştir.» Yuan Doğlis Sivrihisar ve Köylerinde YUNAN MEZALİMİ Buradan itibaren açıklamaya çalışacağımız konular; bir önceki başlıkta açıklandığı üzere. Ordumuzun Sakarya gerisine çekilmesi ile Sivrihisar’ımızın kurtuluşu arasındaki 38 gün içinde icra edilmiştir. Ordumuzun Sakarya gerisine çekilme kararından sonra. Yunan Birlikleri Köylerimizi işgale başladı. Her girdiği Köyde ordusunun ihtiyacı için gerekli yiyecek v.s. para ile almaya başlamış, da­ha sonra verdiği paraları birçok eza ve cefalarla geri almıştır. Bu arada yağma, talan, hırsızlık ve çeşitli işkencelerde korkunç derecede başlayarak, bağlar, bahçeler ve ekinler tahrip edilmiştir. 1 – Sivrihisar İşgal Ediliyor Sakarya istikametine doğru ilerleyen düşman, 12 Ağustos 1921 Kurban Bayramının birinci günü Kaza Merkezini de işgal etti. İşgal olayı o zamanı yaşayanların ifadelerine göre; Düşmanın öncü süvarileri Musallah önüne geldiler. Kaza ileri gelenlerinden ordumuz hakkında bilgi almak istedikleri sırada, Sakarya istikametine çekilen birliklerimizin artçıları tarafından Tombakkaya mevkinden yapılan birkaç el silâh atışına hedef oldular. Buna kızan Yunan Süvarileri, kaza eşrafından; Hekimin Osman, Salim Hoca ve Halktan birkaç kişiyi rehin alarak gittiler. Bilâhare bu kişileri serbest bıraktılar. Düşman kazayı işgal ettikten sonra kolordu karargahını ve hastahanesini ilçeye yerleştirme çabasına koyuldu. Ordumuzla Ankara’ya giden Belediye Başkanı’na vekalet et­mekte olan Hekimin Osman’dan bu amaca uygun bir yer istediler. Tenekeli mektep ve diğer okulları hastahane Biçerli Hasan Bey’in evini de karargâh binası olarak kullanmaya başladılar. Bu sıralarda Yunan askerlerinin yağma ve talana giriştikleri görüldü. Bu durum yapılan temaslar sonunda, sokaklara çıkarılan iki sivil Türk ile iki Yunan devriyelerinin marifetiyle önlendi. Düşman kuvvetleri Ankara istikametine doğru taburlar halinde geçiyorlar ve her geçtiği yeri harabe haline çeviriyorlardı. Para ve altın almak için insanlık dışı işkenceler ızdırap kaynağı oluyordu. Türk Akıncı Müfrezelerinin Sivrihisar’daki Kolordu Karargahına Baskını İşgalin 33 ncü günü, düşman mevzilerinden sızarak, kazaya kadar sokulmaya muvaffak olan 60 ila 70 civarındaki Akıncı süvarileri, Ada Tepe mevkinden dağlara kadar gelmişlerdir. Bağlarda üzüm toplamakta olan halk bunları görünce kaçmak teşebbüsünde bulundukları sırada, Akıncılar halkı durdurarak, Kazadaki düşman hakkında bilgi alıp acele evlerine dönmelerini istemişlerdir. Güneyden ve Şinşirak kayasından düşmanı çevirme hareketine koyuldular. Basıldığını anlayan düşman, ağır ve hafif makineli silahlarla mukabeleye girişmişse de, bu bir avuç Türk ün Kazadan içeri girmelerine mani olamamıştır. Sokaklarda yapılan amansız bir savaşta yenilgiye uğrayan düşman, tüm ağırlıklarını ve hastalarını kaza halkına cebren taşıtarak panik halinde Dümrek Köyü istikametine kaçmıştır. Düşman kaçarken Şubedeki Türk esirlerini de götürmek istemiş, bunlardan bir kısmını götürmüş, bir kısmı da kurtularak kazaya sığınmıştır. Bu savaş esnasında çok sayıda Yunan askeri öldürülmüş, Türk Akıncı Müfrezesi ise bir şehit vermiştir. [1] Müfreze Komutanı Kaza ileri gelenlerini toplayarak, bizim görevimiz bitmiştir. Düşman tekrar gelecektir. Onun için ne kadar Yunan gebereği varsa kaybedin dedi. Kaza halkı Yunan Gebereklerini çeşitli yerlere gömerek kaybettiler. Bu bir günlük kurtuluş sevincinden ve Akıncıların ayrılmalarından sonra Düşman pür hiddet kazayı işgale koyuldu. Bir avuç Türk’ten yediği darbe düşmanı çılgına çevirdi. Bunun neticesi Kemal Çet [2]. Buradan çıktı diye kazayı topa tu­tup yakmak teşebbüsünde bulundu. Ancak Türk Akıncılarından gizlenen Yunan Ordusunda görevli Doktor ile 16 civarında yaralının Kemal Çet buradan çıkmadı. Onlar başka yerden geldiler» diye açıklamalarından sonra Kazayı topa tutup yakmaktan vazgeçti. [3] [1] İsmi geçen şehit adına anıt dikilen yerde medfûndur. Çok sayıda düşman öldürmüş, kulübenin mazgalından giren bir kurşunla alnından vurularak şehit olmuştur. Vurulduğu yerde bir kalbur fişek kovanı bulunması kahramanca çarpıştığının delilidir. Nûr içinde yatsın. [2] Mustafa Kemal Paşa [3] Sivrihisar’ın niçin yakılmadığı hakkında bir çok söz. Söylene gelmektedir. Bunlar tamamen yanlıştır. Elde ettiğimiz kaynaklar, düşmanın kaçarken yakma fırsat bulamadığını doğrulamaktadır

Kaynak link: http://sivrihisar.web.tr

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

KARAKEÇİLİ YÖRÜK AŞİRETİNİN TARİHİ

Bir milletin kültürü,geçmişinden süzülüp gelen maddi ve manevi değerlerin bütününden meydana gelir. Büyük Türk milletinin tarihi dünya tari...