Sayfalar

5 Aralık 2017 Salı

Uygur yazı




Uygur yazı ve dilindeki zenginlik, edebiyatlarına da yansımıştır. Çünkü Uygur
edebiyatına ait örnekler pek çoktur, aynı zamanda çeşitlidir. Bunlar ise: “Mani dini tesirinde
gelişen Uygur edebiyatı”, “Buda dini tesirinde gelişen edebiyat”, “Bozkır Kaganlığı dönemi
Uygur edebiyatı”, “Yazılı ve sözlü edebiyat”, “Din dışı Uygur Edebiyatı” vs.dir. Bozkır
Kaganlığı dönemindeki Uygur edebiyatı, daha ziyade yazıtlar çevresinde gelişmiştir. Şunu
da belirtmek gerekir ki; Uygur yazıtları, diğer İslam öncesi Türk devletlerinin yanında, daha
fazla tahrip olmuştur. Bu durum hem tercümeyi hem de değerlendirmeyi zorlaştırmaktadır.
Adı geçen - Şine Usu Yazıtı: 1909 yılında, Mogoitu Irmağı, Şine Usu Gölü ve Örgötü Dağı
çevresinde Finli bir heyet tarafından bulunmuştur. 1918 yılında yine Finli bir bilim
adamı olan Güstav John Ramstedt tarafından yayımlanmıştır. Şine Usu Yazıtı, önceki iki
yazıt gibi ikinci Uygur Kaganı olan Tengride Bolmış il itmiş Bilge Kagan (Moyen- Çor)
ile ilgilidir. Daha önceki abidelerde bulunan damgalardan, Şine Usu’da da
bulunmaktadır. Bu yazıt Moyen-Çor ve babasının yanı sıra, yüz-yüz elli yıllık bir
geçmişe de ışık tutmaktadır. Bu nedenle yazıt, ayrı bir değere sahiptir. Göktürk harfleri
ile yazılmış olan bu yazıt, daha ziyade Uygur siyasi tarihini aydınlatmaktadır. Şine
Usu’da Uygur Kaganı ulusuna “On-uygur ve Dokuz-Oğuz” olarak hitap etmektedir.
Buna ilave olarak bu yazıtta Moyen-Çor’un batı ve kuzey seferlerinin yanı sıra, Oğuz
seferlerine de yer verilmiştir.
- Karabalsagun Yazıtı: Diğer Uygur kitabeleri içerisinde farklı bir yere sahiptir. Zira;
Türkçe, Çince ve Sogdça olmak üzere üç dilde yazılmıştır. Bu yazıt III. Orhon Yazıtı
olarak da adlandırılmıştır. Bunun nedeni ise; Birinci ve İkinci Orhun Yazıtları’nın
yakınlarında bulunmuş olmasıdır. Türkçe kısım okunamayacak kadar tahrip olmuştur.
Ancak “Ay Tengride Kut Bulmuş Alp Bilge Tengri” adına dikildiği bilinmektedir. Üç
dilde yazılan ve Türkçe kısmı Göktürk harfli olan bu yazıtın, Türkçe kısmı tahrip
olmasına rağmen, Çince kısmı daha okunur durumdadır. Bu yazıtın diğer bir özelliği de,
Uygurların Mani Dini’ne geçişleri hakkında bilgi vermesidir.
- Hoytu Tamir Yazıtı: Orhun Nehri yakınlarında “Toyhur Çoluu” mevkiinde bulunan
kitabe, 1893 yılında Klementz tarafından bulunmuştur. Yazıt on dokuz küçük parçadan
ibarettir.
- Gurbalcin Yazıtı: Bu yazıtın Maniheist Uygurlar tarafından yazıldığı sanılmaktadır.
- Suci Yazıtı: Aslında bu yazıt Uygurlardan daha ziyade; Uygurları yıkarak tarih
sahnesine çıkan Kırgızlara aittir. Ancak bir Kırgız beyi tarafından Uygur Kaganlığı’nın
son bulmasından sonra dikilmiş olmalıdır. Bu yazıt Moğolistan’ın kuzeyinde, Ar-Ashotu
Dağı, Dolan Huduk civarında, Sucindava da bulunmaktadır. On bir satırdan oluşan bu
yazıtta bir de damga bulunmaktadır.
- Ulaan-gom Yazıtı: Uygurların Sogd yazısıyla Türkçe olarak yazdığı bu yazıt, Budist
tesirler taşımaktadır. Sekiz satırdan ibaret olup, Moğolistan’da bulunmaktadır.
Uygurların Bozkır Kaganlığı döneminden, günümüze kadar gelen yazıtlar edebi açıdan
büyük öneme sahiptir. Ancak elde edilen bilgilerle Uygurların yaşayış ve tarihinin yanı sıra
pek çok alanda bilgi sahibi olabiliyoruz. Bununla beraber Uygurların, Göktürk Devleti’nin
devamı olması nedeniyle onların kültüründen de etkilendiğini görüyoruz. Zira Uygur şunlardır:
- Tez Abidesi: İkinci Uygur Kaganı olan “Tengride Bolmış il itmiş Bilge Kagan adına
dikilmiştir. Bugün bu yazıt Moğolistan’ın Kubsugul eyaletinde Tez Nehri’nin
yukarısında, Çağan-uul kasabasında bulunmaktadır. 1976 yılında bulunan yazıt, 86 cm
yüksekliğinde, 22 cm kalınlığında, 32 cm genişliğindedir. Göktürk alfabesi ile yazılmış
olup, yirmi iki satırdan oluşmakla beraber çoğu kısım tahrip olmuştur. Bu yazıtta farklı
olarak bir de Kagan damgası bulunmaktadır.
- Terhin (Taryat) Abidesi: Uygur ülkesinin coğrafyası ve askeri teşkilatı hakkında bilgi
vermektedir. Yaklaşık oniki yıllık bir devreye ışık tutan bu yazıt, kaplumbağa bir kaide
üzerinde bulunmaktadır. Yine ikinci Uygur Kaganı Moyen-Çor (Tengri de Bolmış İl
itmiş Bilge Kagan) adına dikilmiştir. Uygurların hayat tarzı, yazın ve kışın yaşanılan
coğrafyanın sınırları bu kitabede geçmektedir. Ancak böyle bir ifadeye Göktürk
Kitabeleri’nde de rastlanmaktadır. Burada Göktürk Kaganlarından “Bumin Kagan”ın
adının geçmesi Göktürk-Uygur bağlantısı hakkında bilgi vermektedir. Terh Abidesi’nin
diğer bir özelliği de, Uygur askeri teşkilatı hakkında bilgi vermesidir. Bu Abide’de geçen
unvanların bazıları şunlardır:
- Yüzbaşı ulug urungu
- Beşyüz başı külüg ogı öz inançu
- Beşyüz başı ulug öz inançu
- Tokuz yüz er başı Tuykun Ulug Tarkan
- Tölis Begler oglı Bıng başı Tölis külüg Eren
- Tarduş Begler oglı Bıng başı Tarduş külüg Eren
- Beş bıng er başı Alp ışbara Sangun
Bu kitabede de Uygur Kaganı’nın damgası bulunmaktadır
Kaynak;
YRD. DOÇ. DR. ALİ AHMETBEYOĞLU




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder