14 Kasım 2017 Salı

MEDİNE KAHRAMANI FAHRETTİN PAŞA’NIN ÖYKÜSÜ









Tarih, başka başka insanlara ve zamanlara rastlayan olayların tekrarından başka bir şey değildir.
Öyle bir aynadır ki yalnız dışımızı değil, içimizide gösterir.
Son dönem askeri tarihimizin en büyük kahramanlarından olan Fahreddin Paşa, Hazreti Muhammed’in kabrinin bulunduğu Medine’yi İstanbul’dan gelen bütün emirlere rağmen isyancılara vermeyi reddetmiş “Ben bu bayrağı indirmem, indirecek bir başkasını bulun “ demiş ve her türlü yiyeceğinin bitmesine üzerine de tarihlere geçen meşhur “Çekirge Talimatnamesi” yayınlamıştı. Bu zor şartlar altında Hz. Peygamberin mezarını 2,5 yıl boyunca çekirge yiyerek Bedevi isyancılara ve İngilizlere karşı müdafaa etmiştir.
Büyük mücadele örneği sergileyen bu müstesna kumandanın öyküsünü anlatmadan önce kısaca hayat hikâyesine bakalım.
Asıl adı Ömer olan Fahreddin paşa, 1868’de Ruscuk’ta doğdu. Babası Tuna Vilayeti Posta ve Telgraf Müdürü Mehmed Nahid Efendi, annesi Bali oğullarından Fatma Adile Hanım’dı. Soyadı kanunundan sonra “Türkkan” soyadını alan Fahreddin Paşa, babasının yanında görevli olan Fransız mühendislerinden Fransızca ve matematik dersi aldı.

“93 harbi”olarak bilinen 1876’daki Osmanlı – Rus Savaş’ından sonra ailesi ile birlikte İstanbul’a gelen Paşa, 1888’de Harb Okulu’nu, 1891’de “Erkân-ı Harbiye’yi “ yani Harb Akademisi’ni bitirip kurmay yüzbaşı olarak orduya katıldı. Balkan Savaşı’nda vazife yaptığı Çatalca savunmasında ki başarısıyla Edirne’nin Bulgarlardan geri alınmasında önemli rol oynadı. Birinci Dünya savaşı’na girildiği zaman albay rütbesiyle dördüncü ordu’nun 12. Kolordu kumandanı olarak Musul’da vazife yapan Fahreddin paşa, 1914’te tuğgeneralliğe terfi etti. Dördüncü Ordu komutanlığı vekilliğine getirilen Paşa, Urfa, Zeytun, Haçin ve Musadağı Ermeni isyanlarını bastırmakla görevlendirildi.
Hicaz bilgesinde isyan eden Şerif Hüseyin’le mücadele etmek için 1916’da Medine’ye gönderilen Fahreddin Paşa, 1919’a kadar emrindeki birliklerle Medine’yi kahramanca müdafaa etti. Daha sonra teslim etmek zorunda kalan Paşa, 27 Ocak1919 ‘da savaş esiri olarak Mısır’a götürüldü ve 5 Ağustos’da Malta’ya sürüldü. Malta’nın Fort Salvatore kışlasında 2 yıl 33 gün tutuklu kaldı. Bu süre zarfında İngilizce öğrendi ve İngilizlerin zorlamasına rağmen sırtındaki üniformayı çıkarmadı “Ben bu elbiseyi Harbiye’den mezun olduğumdan beri çıkarmadım” diyerek sürgün boyunca üniformalı bulundu.
Sürgün sırasında İstanbul’da vazife yapan ve savaş suçlularını yargılamak için işgalci kuvvetlerin kurdurduğu Nemrud Mustafa Divân-ı Harbi diye isimlendirilen mahkeme tarafından ölüme mahkum edildi.
Ankara hükümetinin çabaları ile 8 Nisan 1921’de Malta’dan kurtulan Fahreddin Paşa, Berlin karşılaştığı Enver Paşa’nın daveti üzerine Moskova’ya gitti ve İslâm İhtilâl Cemiyetleri İttihadı Kongresi’ne katıldı. Daha sonra Batum üzerinden gelip Sarp sınır kapsından Anadolu’ya girdi. 2 Ağustos 1921’de Kazım Karabekir Paşa, tarafından merasimle karşılanan Fahreddin Paşa, 24 Eylül 1921’de Ankara’ya geldi. 9 Kasım 1921’de Afganistan elçiliğine tayin edildi ve Türk – Afgan dostluğunu geliştirdi. 12 Mayıs 1926’da Türkiye’ye dönen Paşa, 31 Aralık 1929’da memuriyet hayatına başladı. Önce Askeri Yargıtay Divanı Üyeliğine, ardından Askeri Yargıtay Divanı İkinci Başkanlığına tayin edildi. 5 Şubat 1936’da Tümgenerallikten emekli oldu.
Fahrettin Paşa, sonraki yıllarda “Türkkan” soyadını alıyor. Hakkında yazılmış birçok kitap var. Atatürk, Fahrettin Paşa, için “Daha sağlığında adını tarihe altın harflerle yazdırmış kumandanımızdır” der. Tarihe “Çöl Kaplanı, Medine Kahramanı “ olarak bilinen Fahrettin Paşa’ya düşmanları bile saygı göstermiştir.


Türk Tarih Dergisi Ekibi
(Prof. Dr. İlber Ortaylı,Prof. Dr. Vahdettin Ergin,
Tarihçi M. Birol Ülker, Tarihçi Murat Bardakçı)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

KARAKEÇİLİ YÖRÜK AŞİRETİNİN TARİHİ

Bir milletin kültürü,geçmişinden süzülüp gelen maddi ve manevi değerlerin bütününden meydana gelir. Büyük Türk milletinin tarihi dünya tari...