Cengiz Han zalimse, onu zalim eden sebeblerdeki zalimliği de görmek gerektir...''Sana Selamlarımı gönderirim.Senin Kudretini ve imparatorluğunun genişliğini biliyorum.Seni çok aziz bir dost gibi sayıyorum.Seninde benim Çini(Katayı) feth ettiğimi bilmen gerekir.Memleketin bir savaşçılar ordugahı,bir para madenidir.Ve başka araziye hiç ihtiyacın yoktur.Benim düşünceme göre tebaamız arasında ticareti teşvik etmek her ikimizinde menfaati gereğidir.'' (Kaynak: Harold Lamd-Moğolların efendisi Cengiz han S:104-105 )...Böyle bir iyi niyet varken Harzemşah yüzlerce, üstelik müslüman olan Cengiz Han'ın elçilik kafilesinin katledilmesine göz yummuş veya cezasını vermemiştir. Cengiz Han Semerkand'da Türkler hariç halkın %90'ınını kılıçtan geçirmiştir.“Çingiz Han ordusu askerlerinden birçoğu Türktüler. İbn-al-Asir yarıdan daha fazlasının Türk olduğunu söyler. Nitekim Çingiz Han ordusu Semerkand’ı fethettikten sonra, Hvarizm-Şah’ın Türk müdafilerini, fatihlerle aynı ırka mensup oldukları için korumuş olmaları buna bir misal teşkil eder.” (Bertold Spuler, İran Moğolları, S.495)Çingiz Han ilk seferini Çin'e yaptığında ordusuunun %40'ı Türk'tü. Daha sonraları ise bu sayı %60'ı geçmiştir. Başta Uygurlar çoğu Türk boyları Çingiz Han'ın hakimiyetini tanımış ve savaşmadan emri altına girerken bazı Kıpçaklar Çingiz'in hakimiyetini tanımamış ve batıya göçmüştür. Cengiz'in elçileri Uygur Türklerindendi; Devlet dilide Uygur Türkçesiydi. En önemli stratejisti ve generalleride Türklerden oluşmaktaydı. Osman Gazi'nin dedesi Süleyman Şah'ta Çingiz Han'ın önemli komutanlarından iken Çingiz'in ölümü üzerine batıya göçmüş Horasan'a gelerek Selçuklu himayesi altına girmiştir. Selçuklu Devletinin emri üzerinede Anadolu'ya gelmişlerdir.Çengiz Kağan’ı 1221 de ziyaret eden Çaohong adlı bir Çin elçisinin verdiği bilgiyi nakletmiştir. Bu elçi, Çengiz’in Şato Türklerinden indiğini gayet açık olarak belirtmiştir. Şato’lar ise, bilindiği üzere eski Gök Türklerden inen büyük bir uruktur. Çengiz’in tipi hakkındaki tarihî bilgiler de (uzun boy, kumral saç, beyaz ten, yeşil göz) eski Gök Türk Kağanlarınınkine uymaktadır. Çengiz’in aile adı olan “Börçegin”, “Böre Tegin” in Moğolca söylenişinden ibaret olduğu gibi “Çengiz” kelimesi de “tengiz”, yani “deniz” kelimesinin Moğolca söyleşinden başka bir şey değildir. Türkçede “t” ile başlayan kelimelerin Moğolcada “ç” ile başladığını Altay dilleri uzmanları söylemektedirler. (Prof. Zeki Velidi Togan, 1941 de yayınladığı “Moğollar, Çingiz ve Türklük” adlı küçük eserinde (S.18) ve 1946 da çıkardığı “Umumî Türk Tarihine Giriş” adlı büyük ve değerli kitabında (S.66))Türk, Moğol ve Çin dilleri bilgini Von Gabain, HunTürk Münâsebetleri adlı tebliğinde şunları söylüyor; “Türkler ile Moğollar iki kardeş millettir. Altay grubu denilen akraba milletlerin en mühim iki tanesidir. Türkçe ile Moğolca eskiden tek dil olup, ancak Hunlar çağında iki ayrı dil hâline gelmiştir.” (İkinci Türk Tarih Kongresi, S.895–911, İstanbul 1943)Moğolca ile Türkçe 13.yüzyıla kadar birbirinden ayırt edilemeyecek durumdadır. -Sir Gerard ClausonMoğol dilini, Türk dilinden ayırt etmek imkansızdır. -Tang Kitabı (MS.618-907)Cengiz Han, Moğolca dışında Türkçeyide iyi bilmekteydi. (Bertold Spuler, İran Moğolları)Cengiz'e Moğol demek, Fatih'e Osmanlı demektir. Hüseyin Nihâl Atsız
Geniş sınırlara yayılan Moğol İmparatorluğu, Rusya ve Çin gibi Asya ülkelerinin kültürlerini derinden etkilemiş. Kontrol altına aldığı her bölgede aristokrasiye son veren Cengiz Han, üstün zekâlı ve kabiliyetli kişilerin yönetime geldiği bir idare biçimini (meritrokrasi) benimsedi.
Büyük bir posta sistemi kurdu.
Abaküs ve pusulanın Asya’da yaygınlaşmasını sağladı.
Evrensel bir alfabenin yayılması için çalıştı. Okur-yazar olmadığına dair genel bir kanı yaygınken, son bulunan Çin ve Moğol kaynakları Cengiz Han’ın oldukça kültürlü bir adam olduğunu gösteriyor. Cengiz’e ait olduğu kanıtlanan eski bir el yazısının içeriğine bakılırsa, Cengiz Han Tao vaaz metinlerinin bile okuyabiliyormuş.
Moğol İmparatorluğu’nun İpek Yolu’nu yeniden inşası çalışmalarında sağladığı politik istikrar Çin, Orta Doğu ve Avrupa arasında seyahat ve ticaretin gelişmesine olanak verdi.
İşkenceyi yasaklayan Cengiz Han, öğretmenleri ve doktorları vergiden muaf tuttu.
Hâkimiyeti altında bulunan kişilere din özgürlüğü tanıdı.
Koyduğu kuralları Moğolca bir yasa kitabıyla metinleştirdi.
Asya’da tek ve büyük bir devletin egemen olmasıyla iktisadi yaşamda önemli değişiklikler meydana geldi. Ülkeler arasında sınırlar ve gümrükler ortadan kalkarken, Asya’nın genelinde ticaret önemli ölçüde canlandı.
Cengiz, Şaman inancına sahip olmakla birlikte, siyasal olarak İslam ülkelerine yakınlaşmasıyla pek çok Moğol İslamiyet’i kabul etti. Böylece Asya’daki dinler mücadelesinde hatırı sayılır bir rol üstlenmiş oldu.
Derleme
Akcan Mir

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder